BU NASIL BİR KIŞ?
Çocukluğumdan bu yana bildiğim her kış mevsimi, soğuk ve karlı geçerdi. Siz de fark ettiniz mi? Son birkaç senedir iklimde bir dengesizlik ve değişim söz konusu. Aslında fark edilmeyecek gibi değil.
Bunları yazarken bile sorguluyorum, çünkü cevabını ben bile bulamadığım içindir. E sorgulamak önemli tabi, sorgulamazsak ne tanırız ne de öğreniriz.
İnsanlar birbirlerine kötülük yapa yapa, mevsimleri de mi küstürdüler bize yoksa? Tabi bu durum küsmekten ziyade emin olun ki bilimsel yönüyle ön planda. Küresel ısınma dediğimiz olay, büyük çapta tüm dünyanın dengesini bozmaya devam ediyor. Tabi bu, doğanın ve hatta Dünya’nın suçu değil; biz insanların! Doğaya attığımız çöpler, plastik atıklar, arabaların havaya yaydığı egzoz gazları, içilen sigaraların dumanları ve hatta çoğu kadınların özenle kullandığı kimyasal parfümler bile iklimi olumsuz etkilemekte oldukça yeterli ve bu saydığım zararlar emin olun sadece doğaya değil, bizlere de zararlı.
Kentleşme artmaya devam ettikçe insan nüfusu da kırdan kente olan göçü hızlandırmaktadır. Bu nedenle kırlarda doğa ile uğraşan insan sayısında da inanılmaz bir azalma gözlemlenmiştir. Bu şu demek oluyor, kentleşme arttıkça kırsallaşma azalıyor. Kentleşme dediğimiz bu durum, bomboş çorak arazilerin üzerine mi inşa ediliyor dersiniz? Elbette hayır!
Bir görün, bakın! Çoğu yüksek binalar, alışveriş merkezleri vs ya bataklıkların üzerine inşa ediliyor ya da yemyeşil verimli bir arazi üzerine… Hatta göllerin içinin toprak ve beton yığını ile doldurulup oralara bile çeşitli konaklama yerlerinin veya tesislerinin kurulması da kaçınılmaz. Bunları biz insanlar yapıyoruz, biz! Modernleşelim derken kendi ellerimizle doğayı katlediyoruz, yok ediyoruz. Halbuki unuttuğumuz bir şey var ki o da doğanın bize verdiğini bir gün geri almak istemesi. Alıyor da! Birçoğumuz bunun farkında bile değiliz. Ha diyeceksiniz ki, “İnsanlar çoğaldı, o yüzden binalar kat kat yapılıyor”. Haklısınız. İnsanlar çoğaldı. İnsanlar çoğaldıkça doğanın bize vermek istediği verim azalmaya başladı bu sefer de. Bunun hiç mi çözümü yok? Var elbette. Önlem alınması lazım. Eğer önlem alınmazsa yeryüzünün çeşitli gazabına uğramamız an meselesi. Allah bizleri tüm felaketlerden korusun.