Seçilmiş insanların gaf yapmak gibi bir lüksü yoktur,olmamalıdır da…
Hele ki seçimle iktidara gelmiş biri veya birileri ise…Veyahut, siyasi bir partinin lideri,yada önemli üyeleri olsun…
Buna muhalefet te dahil,toplum için örnek statüde olduklarını unutmamaları gerekir…
Gerek siyasetle,gerek başka bir kurumla ilgili bir görevi üstlenmeden önce, hesabını kitabını iyi yapıp ona göre adım atmalıdır…
Bugün görsel veya sözel medya aracılığıyla lider veya benzer konumdakilerin tutum ve davranışları anında topluma yansıtılıp, haklarındaki her haber servis edilebilmektedir.
Hal böyle olunca, onlardan topluma menfi veya müspet iz düşümleri kaçınılmaz oluyor…
Açıkçası her kesim,her şeyi bir film izler gibi izliyor;akabinde toplumsal bir yorumlama süreci başlamış oluyor..
Eskiden günümüze kadar ulaşan siyasi
çekişmelerden,ağız kavgalarından,hakaret içerikli sözlerden,yumruklaşmalara varan tartışmalardan millet epey mustarip olmuştu…Şimdilerde de bu gelenek hiç bozulmamış gibi dörtnala sürüp gidiyor…
Oysa; barışçıl,birbirlerine daha makul daha hoş görülü davranışlar sergilemek bu denli zor olmasa gerek…Yoksa bu tür davranışlar yaptıkları siyasetin bir gereği midir bilemiyorum…
Genç bir arkadaşımın; beş yaşındaki çocuğuna ‘milletvekilleri ne iş yapar? ‘sorusuna;’Kavga yaparlar’diye cevap alması, bu duruma ilişkin bir vehametı gözler önüne seriyor sanırım…
Bildiğim tek şey,” Kol kırılır;yen içinde kalır”atasözüne bir uyumun hayata geçirilmesinin daha isabetli olduğudur…
Meclisteki tüm siyasilerin davranış şekilleri; toplumda hemen yankı bulacağı tahmin edilemeyecek bir durum değildir.
Her bireyin kendi fikirlerine, amaçlarına yakın bulduğu ve mensubu olduğu parti liderlerinin bu kavgalarına ister istemez Teorik veya pratik olarak iştirak etmeleri, aralarında bundan dolayı bir husumettin doğacağı gözardı edilmemelidir.
Zaten ekonomik sıkıntılar nedeniyle zar zor geçinen insanlarımızın, bir barut fıçısı’na dönüştüğünü,en ufak bir kıvılcım la infilak’a meyilli olduğu gerçeğini bilerek buna göre davranış biçimleri ortaya koyma gereği bir zaruret değil midir?
Eskiden”Çocuklar duymasın”diye bir dizi vardı… Anne ile baba,tartışacak konuları oldu mu, çocukların yanında değil; mutfakta tartışırlardı…
Bana göre siyasiler,yaptıkları ve yapacakları hizmetlerle gündem oluşturmalıdır.Kavgaların , çekişmelerin vatandaşı germekten öte pek müspet bir kazanımı yoktur…
Yani “İmamın gülümsemesi;cemaatin gülmekten kırıp geçmek olduğunu”ciddiye almanın zamanı geldi artık diye düşünüyorum
İkinci bir husus, malum Covıd-19 virüsünün tüm dünyada esip gürle’diği bu zamanda,sırf turizmin yüzü suyu hürmetine turistlere;ardına kadar açtığımız kapılarımızdan içeri onlarla birlikte ikinci bir dalganın teşrif edebilme endişesidır.Daha birincisi ile cebeleşme sürecinde iken, Maazallah!..
Yine dikkate alınır mı alınmaz mı bilinmez;ama gelecek olan turist kafilesinin bir tecrit pozisyonuna tabi tutulup,vatandaşlarımızla olabilecek her türlü temasın önüne geçilmesi ile ilgili tedbir alınmasıdır. Gerçi hükümetçe bunun teferruatlı ele alınıp, düşünüldüğü kesin olmakla birlikte,yinede insan kaygı duymaktan kendini alamıyor.
Allah bu ülkeyi,bu milleti her türlü kötülükten,her türlü şer’den korusun!..