Devletler Öldürmeyi İyi Bilir
Hiç kimse masum değildir bu dünyada, gücü eline alınca İsrail olur bazen, gücü olmayınca da Filistin. Her devletin içinde bir zalimlik vardır, kendi zulmüne ses etmeyenler ise başka zulümlere ağlar genellikle. Bu devletlerde yaşayan halkın fikirleri de genellikle devletlerinin düşüncesini taşır. Yani anlayacağınız, kendi kusurlarına gece olanlar, başkalarının kusurlarına gündüz olur çünkü menfaat ve dünyadaki kirli emeller vardır.
Bir toplum yok olurken gözümüzün önünde, utangaç ve çekingen ses edenler var ortalıkta ama bu yangını durduracak bir güçleri olmadığı için fazlaca da abartmazlar. Hiçbir toplum kendine kötü demez, hiçbir ülke ben güçsüzleri eziyorum demez ve içinde yaşayan insanların bireysel düşüncesi de çoğunlukla böyledir. Amerika’ya sorulsa şayet, dünyaya adaleti biz götürüyoruz derler, Rusya’da aynı şekil(!) Aynı şekilde doğulu ve batılı komşularımız da aynı şeyleri söyleyeceklerdir. Haliyle bizim ülkemiz ve insanımız da bunu söyler.
Hiçbir devlet birbirinden daha temiz değildir, devletlerin asıl amacı gücü eline alınca, diğer toplumları boyunduruğu altına almak, topraklarını ve zenginliklerini ele geçirmektir. Örneğin; Almanya’da kıyıma uğrayan Yahudiler, şu an başka yerde kıyım yapıyorlar! İşte buradaki en can alıcı yer ise güç yokken katledilenler, gücü eline alınca katlediyor, ne kadar çarpık bir durum öyle değil mi? Halbuki zulüm görenin daha merhametli olması gerekiyor ama tam tersi oluyor. Dünyanın düzeni maalesef bu şekilde işliyor ve kimin silahı çoksa, onun sözü geçiyor.
Bir de kof kabadayılık yapan insanlar vardır, vururuz, kırarız, yok ederiz diyenler! Gidin yardım edin denilse, hemen bir bahane üretecek insanlar topluluğu türedi çünkü yangın uzak olunca ve ateş evimizden olmayınca artistlik yapmak ve Malkoçoğlu olmak kolay. Şu anda Müslüman milletin yoğunluk olduğu ülkelerde durum budur, yani kof kabadayılık. Elli tane Müslüman diyebileceğimiz ülke var ama hepsinde boş söz var ve icraat yok. Madem bir şey yapmayacak bu Müslüman ülkeler, neden sadece konuşuyor ve kısık ses çıkarıyorlar peki, tek bir açıklaması var aslında, o da millet bizi alışverişte görsün ve toplumlarının gazını almak. Konuşmadık olmasın, sustuk denilmesin diye bağıranlar, çağırmalar ve İran gibi her gün tehdit etmeler var.
Görünen o ki Gazze’nin belli bölümü veya tamamına yakını boşaltılacak ve İsrail orayı insansız hale getirecek. Buna karşı çıkacak bir ülke ve oluşum yok, bakmayın Filistin’in yanında durup efelenenlere. Gücün kadar ses çıkarırsın, güçsüzlüğün kadar susarsın. “Yurtta sulh, cihanda sulh” güzel bir söz ve keşke böyle olabilse ama uygulama kısmına gelirsek, bu sözün pek gerçekçi ve doğru olmadığı anlaşılıyor çünkü hümanist bir dünyada yaşamıyoruz ve coğrafyamız buna uygun değil.
Din, renk, ırk fark etmeksizin her ülkenin bir İsrail yanı ve bir de Filistin yanı vardır. Gücü eline alınca veya kendinden güçsüz birine İsrail olur, güçsüz kalınca da Filistin’e dönüşür. Dünya üzerinde gerçek adaleti getirenler vardır ama bu da bir elin parmağını geçmez çünkü kimse bir Selahaddin Eyyubi değil. Bunun için kof kabadayılığı ve caz okumayı bırakıp, ülke olarak güçlenmek lazım. Bunu bilimle, teknolojiyle yaparsın.