Ölümün Olduğu Yerde, Geriye Kalan Her Şey Boştur
Şüphesiz ki insan ömrü kısadır, en fazla yüz yıllık bir hayat vardır her insanın karşısında. Bazen üzülür, bazen üzer, bazen mutlu ve bazen de mutsuz olur bu yolda. Kimisi olanların etkisinde kalmaz fazla, kimisi de olanların etkisinde kalır uzun bir zaman diliminde.
Olayların ve yaşananların etkisiyle hareket edip, sürekli düşünenler için sıkıntı büyüktür çünkü hem zihnen ve hem de bedenen kendine zarar verir o insan. İnsan beyni ve kalbi hem güçlüdür, hem de güçsüzdür, örneğin; olumsuz düşüncelere sahip birinin, hayata olumlu bakabilmesi ve mutlu olması imkansızdır ve haliyle de bu hem beynine ve hem de kalbine yük olur çoğu zaman. Böyle insanlar da çevremizde çoktur ve ileri ki yaşlarda pişman da olurlar böyle yaptıkları için.
Muhakkaktır ki olaylara kayıtsız kalmak imkansızdır ve insan evladına da yakışmaz, olaylara vurdumduymaz bir şekilde yaklaşmak iyi değil ve hatta kötü bir durumdur ama olgulara sürekli takıntı derecesinde görmek ve öyle yaklaşmak sıkıntılıdır, ayrıca yaşadığı olaylara aşırı bağlanmak ise hem çevresel ve hem kişisel gelişim için berbat bir durumdur.
Kişinin şunu düşünmesi lazım, benden öncekiler nerede? Evet en önemli soru burada aslında çünkü onlar da bizimle ve başka çağda ki insanlarla aynı durumları yaşamışlardır eminim veya benzeri durumları. Aynı veya benzer tepkileri vermiş, kendilerine dert etmişlerdir yaşananları. Haliyle bu durum hem yakınlarına ve hem de topluma negatif etki vermiştir
Ölümün olduğu yerde, geriye kalan her şey boştur. Kefen giydirir, mezar kazar ve toprağı üzerine atarlar. Sanki bu dünyada hiç yaşamamış ve hiç olmamışsın gibi, madem dünya bu çerçevede meydana gelmiş, o halde bunca gam, keder, ızdıraplı ve insanın kendini psikolojik bunalıma sokması gerçekten gereksizdir. Dünya Hayatı gelip, geçici ve dünya da bir balon gibidir, şişirirsin ve daha çok şişirirsin ve sonun da o güzel balon patlar. İşte dünya hayatı böyle, bir gün patlar, gider insan ömrü