Kof İslamcılık Ve Uydurulmuş Yeni Bir Din
Dinine sözde değil, özde inananlara lafımız yok. Dışardan ayna gibi görünmeye çalışan ve kendine toz kondurmayan ama kalbi, ruhu ve aklı çamur olan insanlar vardır çevremizde. Topluma güzel nasihatler veren, diliyle melek olan lakin kalbiyle de şeytanlaşmış bireyler bitmez hayatımızda. Özellikle de dini kullanarak, kendilerine amaç edindikleri menfaati kazanana kadar devam ederler bu duruma çünkü onlar için din, ahlak ve toplum önemli değildir. Makam ve para elde edene kadar herkese gül dağıtmaktan çekinmezler.
En önde yer almaktan, gösterişlerinden vazgeçmezler çünkü böyle yapınca güzelce reklamlarını yaparlar, en çok onlar bağırır, en çok onlar dini konuları anlatır ama içi boş ve insanlara faydası olmayan konular. Onlardan biri de Ramazan ayında televizyona çıkıp sahabeleri anlatan profesör! İnsanların hoşuna giden cümleler kurarlar, en çok onlar hâk diye bağırırlar ama bu durum münafıklığın gereğidir. Kimseye dini bırakmazlar, gerçeklerin etrafından dolanır ama bir türlü gerçekleri anlatmazlar, anlatırlarsa hortumun ucu onlara da dokunur diye çekiniyorlar.
Süslü cümleler kurmaktan itina etmezler, olmamış olayları ise olmuş gibi anlatır, sonra da karşılarında sorgulayacak kimse olmadığını bildikleri için de kıkırdayarak dalga geçerler. Ne anlatsalar, ne söyleseler karşılarında bu masalları dinleyecek kitleyi bulurlar çünkü din artık insanlar için bir afyon olmuştur. Gerçek dini anlatanlara veya evrensel değerleri öne çıkaranlara da gavur, kâfir damgasını vururlar. Ahlakta bir numaradırlar, namus denilince hemen öne atılırlar, vatan ve bayrak edebiyatı yapmaktan geri durmazlar ama işin özüne gelince, en ahlaksızlığı, namussuzluğu, vatanı satmayı ve bayrağa basmayı onlar yapar çünkü köprüyü geçene kadar ayıya, dayı demekten utanmaz ve sıkılmazlar.
Ali Şeriati’nin çok güzel bir sözü var, ” Adam dün öldü, bugün cenazesinde kurban kestiler.” evet olay budur aslında, kof İslamcılık, yalandan ahlak ve palavradan sünnet uydurmaktan uslanmazlar. Peygamberlere iftira atarlar bir de, peygamber efendimiz böyle demiş, peygamber efendimiz böyle yapmış diyerek adeta insanları tek bir insana dönüştürmeye çalışırlar böyleleri ama kendileri de onu uygulamaz tabi. Artık yeni bir din uydurdular, peygamber böyle yapmış, böyle söylemiş dini! Ortada kutsal kitaplar varken, orada anlatılanlar varken, yeni bir din uydurmak niye? Muhakkak peygamberlerin yapmış oldukları şeyler var ama akla, mantığa uyarsa devam edilir ama uymazsa uyulmaz. Mesela devenin idrarı bazı hastalıklara iyi gelir söylemi (!) Bu durum diyanetin sitesinde de var bakabilirsiniz tabi, madem sağlıklı o zaman sen de iç dediğimizde de hemen yan çizerler. Aslında başıma bir şey gelmeyeceğini bilseydim, ne tür yalanların ve aşağılıkça iftiraların olduğunu yazardım lakin ülkemizde ve insanımızda o eleştiri kültürü hala pek gelişmiş değil.
Büyük yalanlar söyleyip, insanları kandırıp, onları şeyhlere, cemaat liderlerine adeta köle eden sistem var, eski çağlardan beri hem de ve bu durum sadece İslamcı toplumlarda değil, Hristiyanlık’ta, Yahudilik’te de var ama bunlara itiraz edip, palavralarını, yanlışlarını çıkaranlara da hem toplum ve devlet, anasından emdiği sütü o kişinin burnundan getiriyor. Belki özgürlüğün tam geliştiği bir ortamda fikirlerimizi açıkça söyleyebiliriz.