HAMD ALLAH’A AİTTİR
Tabiat bir sofra ise bir naim’i nimet vardır
Gelir peşpeşe eksilmez bir daimi nimet vardır
Sakın düşme kaygısına sana gelen nimetlerin
Gözetleyip, gören her dem bir kaim’i nimet vardır
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Öyle ise Allah’ın hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz. Rahman Süresi 55/13
İçinde sayısız çeşitte nimeti barındıran, o devasa tabiat sofrasını şuurlu,veya şuursuz tüm mahlukatın önüne seren sonsuz kudret sahibi bir yaratıcının zaten önceden zatında övüldüğü her şuur sahibi insan bilir.
Evet, Allah lehül Hamd’tır; yani tüm övgülerin sahibidir…
Daha hiç bir canlı yaratılmadan, dünyayı onlar için önceden dayayıp döşeyerek , yaşamalarını sürdürebilmeleri için gerekli her şeyi ve her kolaylığı önlerine sermekle otomatikman Hamd edilecek konuma hakimdir.
Verilen zekatlar, sadakalar, her nevi yardımlar onun dest-i tasarufunda tezahür eder, gelişir, intişar eder… İnsan sadece bir vasıtadır. Rab’i tarafından eline geçici olarak bir takım dünyevi meşgale verilip ; yine onun bahşettiği müsbet hissiyatla hareket ederek onun rızasında amil olma statüsünü elde eder…
Kulun, kula yaptığı her türlü yardımlar ,aslında Yüce Allah’ın merhametinin, onun sonsuz cömertleliğinin kul vasıtasıyla bir tezahürüdür.
Son derece zengin ve bir o kadar kudret sahibi birinden size gelen bir hediyeyi epey sevgi nümayişinden bulunarak asıl hediyeyi göndereni değilde; hediyeyi getirmekle muvazzaf aciz bir elçiye teşekkür etmeniz, sizi inkâr batağına batırıp,münkir çamurunda bir vizyon sergilemenizi husule getirmez mi?
Kuru bir ağacın dallarından sunulan meyveleri yiyen bir insanın, bundan minnet duyup ağaca teşekkür etmesi ne denli ahmaklık olduğu, sanırım aklı başındaki her kişi bilir.
Bazı kimselerin, mezkûr sofranın sahipleriymiş gibi davranıp, o sofrada hakları bulunan başkalarını mahrum bırakarak, kabagüçle veya başka desiselerle engellemeye çalışmaları İlahi yasalara bir müdahaleyi söz konusu yapar ki; buda öylelerini zalim yapar. Esreuzzubillah zalimlerin Allah katında sevilmediği ayet ve sürelerle sabittir.
Yüce Allah mahukatı yaratırken yaşamlarını idame etmeleri için yeterli miktarda nimet vermiş zaten. Eğer insanoğlu bunu idrak edebilseydi ve her kes ellerine verilenlerle iktifa edebilseydi bu yer yüzü cennet’ten farksız olurdu
Sonsuz kerem sahibi birinin sofrasında herkes misafir konumunda iken,birilerinin aşırı bencillik yapıp, başkalarının lokmalarına göz koyması elbette İlahi bir gazabı tecelli ettirecektir.