DÜZ MANTIK
Hepimiz bir şeyler ortaya atarız; belki bir planı, belki de bir düşünceyi… İyi, hoş, güzel de, neyi ya da neleri eksik yapıyor olabiliriz, hiç düşündünüz mü? Hayat tek bir tercihten ibaret değildir, birden fazla tercihlerimiz olur ve bunların içinden bize en mantıklı gelecek olanı tercih ederiz. İşte bu düz mantık değildir. Ama eğer ki aklımıza gelen ilk şeyi uygularsak, bu düz mantık olur. Tercihlerimizin bizi pişman etmemesi için her zaman en doğru karar neyse onu vermeliyiz, sonradan üzülmemek için. Bu hayatta hep yanlışlar veya hep doğrular karşımıza çıkmaz. Yanlışların içinde doğru, doğruların içinde ise yanlış mutlaka vardır. Bunları hesaba katarak düşünmek lazım.
Herhangi bir insan ile tanıştığımız zaman; “bu çok iyi birine benziyor” demek düz mantık. Ama eğer; “bu iyi bir insana benziyor ama gene de emin olmak için iyice tanımak gerek” demek, düşünerek hareket etmektir. Olasılıkları hayatımızdan ve aklımızdan tamamen çıkarmamızın mümkün olmadığı gibi, onlarsız bir doğru da düşünülemez. Düz mantık ile ortaya atılan her düşünce netliktir ama emin olunmayan her netlikte bir “acaba” kaçınılmazdır.
Biz insanlar, sahip olmak istediğimiz her şeyin kendi mantığımıza ve zevkimize uygun olmasını isteriz. Bu; eş seçiminde, arkadaş seçiminde ve hatta eşya seçiminde bile geçerli birer sebep. “Kafama yattı” deriz mesela. Bu demektir ki “mantığımıza uygun”
Bana soracak olursanız tercihlerimizde pişman olmamak ve üzülmemek için, acele edip de ani kararlar vermemek için düşünerek doğru kararlar vermeliyiz. Çünkü düz mantık, bazen, hatta çoğunlukla bizleri yanıltabilir.