HAKKA HASRETTİR BİÇARE GÖNÜLLER
Nice kelam işittim, nice kitap okudum. Ancak duyduklarım ve işittiklerim manen tatmin etmedi maneviyata muhtaç ruhumu. Arayış içerisindeydim. Arayışı somut, maddeyi duygulardan ve hislerden ayrı olarak değerlendirirdim. Belki de bundan ötürüydü suallerimin cevapları ve kaybettiğim huzuru hep çok uzaklarda arayışım. Gözümün önünü kaplayan sır perdesi vardı sanki daha gözümün önünde olanları görmeye acizdim. Gördüklerim ise ancak reddetmek ve gizlemeye yaradı olanı. Ben gizleyince hakikatler görünmez sandım. Oysa gizlediğim bendim. Kendi iç huzurumu ötelemişim süreli. Huzursuzluğuma çare bulamadım. Çaresiz kalmak yetmedi ,çaresizliğin içinde yalpaladım. Çaresiz oluşum haklı çıkardı sanki sana olan isyanımı. Gözleri, aklı ve her bir uzvu bahşeden sen iken, bahşedileni kullanmaya aciz olan bendim. Görünmeyenin eserleriydi. Görünenlerin tamamı. Her gün baktığım aynada oluşan yansıma bile yeterdi Kudreti görmeye. Uzun ve ebedi bir yaşam varken, kısa bir yaşama tamah ettim. Ancak unutmuşum gönlüme huzur veren görünenler değildi. Görünmeyen Rahman ve onun yüce kudretiydi. Huzuruna el açarak ebedi saadetim için dua etmek eziyetti sanki. Umutsuzluğa meyil etmek ve mahcubiyet içinde kıvranmak daha mı iyiydi (?) İşte, insan anlaşılmaz bir mahluktur. Hakikat ister, hakikati görmez, Rahmet ister, rahmeti kuşanmaktan korkar. Tanıdıktan sonra senin kelamını, zahmet değil rahmet olduğunu anladım. Senin yolunda atılan her bir adım huzur verdi gönlüme. Rabbim senin kelamın sayısızca güzellik ve mucizenin birleşimiydi adeta. Bu kelam ruhumu ve dahi bedenimi yeniledi. Çünkü bu mucizelerin inşası sadece senin şahsına münhasır ve alim zatına hastır. Bu mucizeler senin eserlerinin bir kısmı, görünenin ardında, görünmeyen bir hikmet saklı. Bu hikmete erişmek, takva elbisesi ile bezenmek ve senin rızan dahilinde yaşamak, huzuruna ulaşmak muradım.
Sen beni huzurundan, hikmetinden mahrum etme.
Müsaade et; secde edeyim sana,
Müsaade et; içimi dökeyim doyasıya,
Müsaade et; bu aciz kulun varsın yüce huzuruna…
Fatma Nur Özcan