DERİN ARAYIŞ
Ah iki gözümün çiçeği,
Bitmeyen güz mevsimi,
Çölün bedevisi,
Sahranın suyu,
Okyanusun zerresi,
Sen ki bir damla yaş,
Bir dem hüzün,
Bir dem telaş,
Ardı arkası bilinmeze,
Yalın ayak fütursuzca yaklaş,
Unuttun her hal kimsin?
Unuttun her hal, sual etmezsin?
Unuttun ki her dem batılı, Hakka tercih edersin,
Yoksa bilmez misin ki tepeden tırnağa Rabbe aitsin,
Ah Zerefşan, nedir halin?
Bir mahlas seçtin kendine,
Ahvâlini unuttun, düştün saatlik derdine,
Âza ki hikmet ister, takva ister,
Âdaba yaraşır hâl, tavır ister,
Ancak unuttun sen buncasını,
Sorgulamaz oldun, nedir, ne haldedir?
Rehavete kapılarak yasladın sırtını yastığa,
Lâkin göz ardı ettiğin bir husus var;
İki lokmaya bir sefa ile,
Biter mi sandın bunca cefa.