GENÇLER GELECEĞİMİZDİR
Gençlik, hayatın evreleri içerisinde insanın fiziksel olarak en ileride olduğu dönemdir. Ancak gençlik döneminin başında henüz fikirler olgunlaşmamış, saf duygularla ve cesurca hareket eden, kendini tanımlamaya ve göstermeye çalışan bir insan vardır karşımızda. Bu dönemde aile ve içinde bulunduğu toplumun inanç değerleri, kültürü, gelenekleri, eğitim sistemi, gençlerin ileri yaşlardaki yaşantılarının da temelini oluşturacaktır.
Aslında gençlik, yalnızca belirli bir yaş aralığında yaşanan bir dönemden ibaret değildir. Gençlik aynı zamanda taze bir heyecan, cesur bir inanç, güçlü bir azim ve bir milletin geleceğidir. Yeterli genç nüfusu olmayan veya gençliğine yeterince değer vermeyen bir millet, köksüz bir ağaç gibi bir müddet sonra yok olmaya mahkûmdur.
Bugün kimlik bunalımına girmiş, sanal âlemlerde kaybolmuş, uyuşturucuya esir düşmüş bir grup gençliğin varlığı karşımızda dursa da, ben gençlikten ve gelecekten oldukça ümitliyim. Çünkü yine bugün, önümüzde inanılmaz başarılara ulaşmış ve bu yolda yılmadan mücadele eden gençlerimiz de durmaktadır. Son yıllarda ülkemiz özellikle sanayi, teknoloji ve savunma alanında muasır medeniyetlerin bulunduğu noktaya ulaşmış, hatta birçok konuda ilk sırayı almıştır bile.
Peki, ülkemizin bu başarısının arkasındaki sır nedir, diye sorarsanız cevabı tek kelimeyle “Gençler”dir. Gençlik; iyi eğitim, doğru bakış açısı ve başarılı olacağı mesleğe yönlendirme yollarıyla ortaya çıkarılacak bir cevherdir. Gençler, yüzyıllar boyunca insanlığın gelişiminde en büyük, en dinamik güç kaynağı olmuştur.
Gençlerle, yani geleceğimizle ilgili olarak gerek devletimizin, gerek ailelerin, gerekse toplumun üzerine büyük görevler düşmektedir.
Bunların en önemlisi, aile yapısının korunması ve gençlerin aile içerisinde millî, manevî duygularla yetiştirilmesidir.
Yine gençlerin iyi bir eğitim alması sağlanarak, başarılı olacağı yöne kanalize edilmesi de üzerimize düşen önemli görevler arasındadır.
Gençlerimiz özellikle uyuşturucuya esir edilmemeli; bu hususta gereken ne kadar tedbir varsa alınmalıdır. Çünkü gençliğimizin önündeki en büyük tehlike budur.
Ayrıca günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, sanal dünya hayatın vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiştir. Ne yazık ki gençlerimizin büyük bölümü, neredeyse vakitlerinin tamamını sanal âlemde geçirmektedir. Burada bize düşen görev; gençlere, gerçek hayattaki sosyal etkileşimlerin değerini öğretmek ve teknolojiyle dengeli bir ilişki kurmalarına yardımcı olmak olacaktır.
Daha güçlü ve daha müreffeh bir Türkiye için; gençlerimize güvenelim, onları iyi yetiştirelim, onları tehlikelere karşı koruyup kollayalım, onlara fırsat verelim. Ama her şeyden önce, onları dinleyelim ve onları gönülden sevelim. Çünkü gençler, geleceğimizdir.