Geçen haftaki yazımda ”Okul Öncesi” eğitimi üzerinde bazı açıklamalarda bulunmuştum.
Bu haftaki yazımda ”Temel Eğitim” konusunda açıklamalarda bulunacağım.
”Temel Eğitim”; yeni yürürlüğe giren 4+4+4 yasasıyla toplam 8 yılı içeren ve zorunlu olan eğitim aşamasıdır.
”Temel Eğitim” zorunlu ve parasızdır. Ülkemizin tüm vatandaşlarının yararlanacağı sosyal bir haktır.
”Temel Eğitim”in ilk dört yıllık aşamasının birinci yılı temel okuma yazma eğitimi, ikinci yılı okuma yazmayı pekiştirme ve geliştirme, üçüncü yılı sözlü ve yazılı anlatımın geliştirilmesi ve dört temel işlemin kavratılarak pekiştirilmesi, çocuğun sosyal yaşama entegre olabilmesi için bazı temel alışkanlıkların kazandırılmasıdır. Dördüncü sınıf; ilk üç sınıfta verilen temel kazanımların pekiştirilmesi ve çocuğa vatan, bayrak ve millet sevgisinin kazandırılarak iyi bir yurttaş olabilmesi hedeflenmektedir.
Bu aşama; eğitim ve öğretim temelinin verildiği en önemli aşamadır.
İyi bir ”Temel Eğitim” alan öğrenci orta ve yüksek öğrenimde başarılı olur.
Yani ”Temel Eğitim’ le hem iyi bir yurttaş yetiştirilmesi , hem de ”Orta Öğrenime” iyi bir öğrenci hazırlanması hedeflenmektedir.
Çocuğumuzun başarılı olabilmesini hedefliyorsak onun iyi bir temel eğitim almasını sağlamalıyız.
Öğrencinin yetişmesinde etken olan üç temel saç ayağı vardır.
Saç ayağı derken annelerimizin bazlama yaptığı ekmek sacını kastediyorum.
Annelerimiz çok iyi bilir ekmek sacı üç ayak üstünde durur.
Eğitimdeki üç temel sac ayağı: 1-Aile, 2-Okul, 3-Çevre
Anne ve babalar bu üç faktörü önemseyerek takip etmelidirler.
Çocuğumuzun evdeki ve sokaktaki çevresini , ilişkilerini yakından takip etmeliyiz. Okul ve öğretmen ile sürekli diyalog halinde olmalıyız.
Devletin de ”Temel Eğitime” gereken önemi vermesi gerekmektedir. Bu aşamanın ana direği olan ”Sınıf Öğretmeni” branşına yeterli sayıda öğretmen ataması yapılması gerekmektedir.
Üzülerek görüyoruz ki eylül-2015 atama döneminde ilçemiz okullarına sınıf öğretmeni branşında yeterli atama yapılmamıştır.
Öğrencilerimiz ”Ücretli” (ne demek se) öğretmenlerin insafına bırakılmıştır.
Ülkemizde ”Ücretli” doktorluk, ”Ücretli” avukatlık, ”Ücretli”hakimlik, ”Ücretli” eczacılık, ”Ücretli” milletvekilliği, yapılamadığı halde ücretli öğretmenlik kolaylıkla yapılabilmekte, üçte bir maaşla herhangi bir üniversite mezunu bu alanda istihdam edilebilmektedir. Bu eğitim sistemimizin kamburudur, yüz karasıdır, öğretmenlik mesleğiyle alay etmektir.
Bunun doğal sonucu olarak da 6,7,8 sınıflara kadar gelen öğrencilerimizin bazıları okuma yazmaya bile geçememektedir.
Bu sorun hakkında devletimiz üstüne düşen görevi yapmalıdır.
Unutmayalım ki en iyi yatırım insana yapılan yatırımdır
Ülkemizin, ilimizin ve özellikle ilçemizin tüm sorunları ancak ve ancak eğitimle çözülebilir.