Adalet Olmazsa Düzen De Olmaz
Balık baştan kokar diye bir tabir vardır, herkes kullanır bu tabiri çünkü kendisindekii eksikliği ve ahlaksızlığı başkalarına atmak ister, yani yönetenlere. Böylelikle suçlu psikolojisinden kurtulur kendince ve vicdanını rahatlatmak ister, hayatları ise sürekli yaptığı yanlışlara bahane aramakla geçer uyanıklar ülkesindeki insanların. Adaletin eksik işlediği, ekonomik krizlerin olduğu, suçluların kolaylıkla suç işleyip dışarıda gezdiği, kurumlarının torpille, rüşvetle döndüğü, zenginlerinin fakirlere acımasızca davrandığı, fakirlerin ekmekten başka düşünecek bir şey bulamadığı ve siyasetçilerin buna izin vermediği bir uyanıklar ülkesi.
Uyanıklar ülkesindeki toplumun çoğu utanma duygusunu yitirmiştir artık, herkesin birbirini kandırdığı, ticaretin yalan üzerine kurulduğu, parti fark etmeksizin devlet kurumlarının kendi yandaşlarına peşkeş çekildiği, fakirlerin de bu peşkeşten belki bir gün sıra bize de gelir umudu, zenginlerin ise ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler fikriyatı ise ülkeyi ve toplumu daha da büyük karmaşaya sürüklüyor. Aslında her kazık atanın, bir gün kazık yiyeceği bir toplum oldu Türkiye! Belki de ana hedef ve politika tam da budur düşüncesi çoktandır yerleşti zihnimde. Kabile toplumu ve devleti olarak devam etmek, bu ülke insanının ve siyasetçilerinin istediği bir yönetim şeklidir belki de.
Başımdan geçen bir konuyu anlatayım size, evimdeki doğalgaz petekleri tam çalışmıyordu ve ben de tamir etmek için tam dört ustayla görüştüm ve üç bin liradan aşağı yapmayız dediler, ben de bu paranın çok olduğunu düşünerek ve usta arayışını devam ettim. Babamla inşaat halindeki bir binaya gittik ve tesisat ustası bir arkadaşa selam verdik ve bir iki sohbet ettik, ismi Serkan olan ustamıza ne kadara yaparsın diye sordum, ağabey yedi yüz elli liraya yaparım dedi ve sözünde de durup gelip petekleri tamir etti. Serkan ustanın yedi yüz elli liraya yaptığı işi, başka ustalar üç binden aşağı gelmeyiz dediler(!) İşte Serkan ustanın ahlakı ve diğer ustaların ahlakı arasındaki fark ise toplumun ne halde olduğunu çok güzel gösteriyor. Serbest piyasa diyerek halkı kandırmak ne kadar ahlaksızlık ise, halkın da buna tepki göstermemesi ise enteresan bir durum gibi karşımıza çıkıyor ama nihayetinde herkesin içinde temiz kalanlar da var.
Galericilerden emlakçılara, marketçilerden müteahhitlere, siyasetçilerden resmi kurumda görev yapan memurlara kadar herkesin temizlenmesi lazım ama gerçekten artık toplumun düzelmesi çok zor ve freni patlamış bir araba gibi duvara çarpmayı bekliyor ülke. Halk ahlaklı kesimi suskun çünkü ne yapacağını bilmiyor, maddi durumu azıcık iyi olan ise bana ne kafasında, sanki kendisinden sonra çocukları daha kötü duruma gelmeyecek gibi düşünüyor, belediye başkanları, bürokratlar, bakanlar ve zenginler herkes kendi derdine düşmüş durumda(!) Namuslu halkın sırtına vurulan ve sürekli artan oranlarla vergiler yüklenmesi ise iş zıvanadan çıkmış durumda, denetleyen kurum yok, olsa bile devletin malına çökenlere işleyecek bir adalet yok maalesef. Sağcısı, solcusu, dinsizi ve dine inananı ise herkes bir yerden götürme peşinde ve uyanıklar ülkesinde gözümüzün içine sokarcasına adaletsizlikler yaşanıyor. Kumar yani bahis oynatanlar, oynamasında reklamını yapanlar el üstünde tutuluyor, vekillerin çocukları milyonluk arabalarda günü gün ediyor, belediye başkanları ve yakınları ceplerini dolduruyor, medyaya yansıdıği kadarıyla emniyet birimlerinde ve adalet merkezlerinde rüşvetin haddi hesabı yok zaten.
Uyanıklar ülkesinde kimsenin utanma ve vicdan duygusu kalmamış, herkes kendi menfaati için diğerini bir yudum suda boğma peşinde. Muhakkak sadece bizim ülkemizde olmuyor bu durumlar ve Avrupa, Amerika’da da oluyor veya adaletin medeniyetinin yüksek olduğu ülkelerde de yaşanıyor ama orada devlet denilen mekanizma bu kadar arsızlığa izin vermiyor. O ülkelerde yaşanan tüm ahlak sorunlarının sebebi de orta doğu ve Afrika’dan göç eden insanlardan kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Anlayacağınız üzere toplumda bir fakirlik, zenginlik uçurumdan bahsetmeden önce ahlak sorunundan bahsetmek daha iyi olacaktır. Herkesin aynı gemide olduğu ama güçlülerin gemiden kaçmak için veya çıkmak için başka gemileri olduğunun farkına varmak gerekir. Bugün sen kazanırsın ama yarın senin çocuğun veya torununun, o kandırdığın insanın çocuğu ve torunu tarafı