ARDIÇ AĞACI DEYİP GEÇMEYİN
Hey gidi Ardıç ağacı ne çok kişiyi ağırladın altında. Ne güzel baktın dağlara ve ovalara. Üzerine konan Ardıç kuşu ne güzel nasiplendi senden. Sen de ondan. Filizlenmen bu kadar kolay oldu bak, o güzelim kuş sayesinde. Sen Can’sın, o Canan. Cem Karaca dememiş boşuna “Sevda Kuşun Kanadında”. Bilmiyordum hikâyenizi inan bu yazıyı yazana kadar.
Ne kadar güzelmiş hikâyeleriniz. İdeon’un Tanrıları hikâyesinden öğrendim aşkınızı. Kitapta “Elinde tuttuğun tohumu bir ardıç kuşu yutup sindirmez ve dışkı olarak atmazsa o tohum filizlenmez”. deniliyordu. Ardıç kuşu almasa içine senden bir parça, kursağın görmese tohumun yolculuğunu, filizlenmezdi umutların demek ki?
Kuşun içinde açılmasaydı tohumun, neslin bu kadar hızlı yayılır mıydı? Söyle! Altında kaç hayal birbirine ip atlattı? Kaç savaş oldu? Kaç aşk yaşandı yorgun uyumalarında. Yılanlar uğradı mı yamacına. Şanslıdır karıncalar inan iğneli yapraklarını yorgan yaptıklarından. Kaç iğnen, kaç küçükbaşın yününde yolculuk yaptı. Ulaşılmaz kaç dağın, kuşa arkadaşı oldu dalların. Sağlam bir dosttun çünkü. Aza kanaat ettin dağ başında.
Yaprağın, “Hem kılıç gibi keskin, hem cennet gibi her dem yeşil”. Yalnızlıkların ve özlemlerin şiiri olmuşsun güzel gönüllerde. Bitmesini istemediğin bir hayat gibisin, ardıç kuşunun kursağında. Yeni doğumlara gebe, çatlayan tohumlarda yarınların umutlarına hasret. Taze enzimlerin kol gezdiği genetiğinde hep yeşili çağıran.
Faydalarını bilseydi insanoğlu seni sırtında taşırdı bilsen. Konuştun mu doğayla söyle, Ey sevgili Ardıç. Ne zaman yağmur yağacak, tohumların ne zaman yeniden toprakla bulaşacak. Yeni doğumlara ne zaman gebe kalacak tohumların. İğneli yapraklara eli değen İnanoğlu’nun canı yanmazdı inan, bilseydi kadim uygarlıklardan gelen faydalarını. Kışın neden dökmezsin yapraklarını söyler misin? Neden o yeşil yaprakların kıskandırır diğer ağaçları, iğneli yapraklarınla. Rengin neden solmaz diğer ağaçlara inat. Direnir misin zamana siper ederek gövdelerini? Şaman Türklerinin ve Bektaşi Alevilerinin dallarına umut asmaları asaletli duruşundan mıdır söyle? Depdebeli doğa yamacında ardıcın, çok ağaç barınmaz arkadaşı. Tüm ağaçlar kendini bıraksalar da ölüme, sen nedense direnirsin ben buradayım diye?
Ey güzel Ardıç.! Tütsüler yaktım bugün, senin şerefine. Masanın bir köşesinde “Sen”, Bir köşesinde “Ardıç Kuşu”. Haydi demlenelim Doğayla
.