BU OYUNA İTİRAZIM VAR…
Bugün tüm dünyanın gözü kulağı adeta kan gölüne dönen Ortadoğu’nun üzerinde. Malumunuz burası için çok büyük oyunlar oynanmaktadır. Tarih 1920’leri gösterdiğinde hem Avrupa hem de ABD, Afrika’dan sonra yeni bir sömürü alanı olarak bu bölgeyi kendine hedef seçti.
Bölge için yeni planlar devreye soktular. Bu planlar o dönemde masa başlarında cetveller kullanılarak çizilen haritalarla devreye konuldu. Bunlar yapılırken bölge insanının fikri ise hiç sorulmadı. Zaten sorulsaydı, ulaşmak istedikleri çıkarlarına ulaşamayacaklardı.
Ortadoğu’nun stratejik konumu ve özellikle sahip olduğu yer altı kaynağı olarak petrol, sürekli Batı’lıları buraya çekmiştir. Bu bölge onlar için bir cazibe merkezi olmuştur. Günümüzde Rusya, ABD karşıtı olarak Ortadoğu’da söz sahibi olmaya çalışmakta ancak Sovyetler Birliği’nin 1990’ların başlarında dağılmasından buyana bunu istediği gibi başaramamaktadır. Bunun bir sonucu olarak da ABD bölgede her zaman tek söz sahibi olmuştur.
1948’de kurulan İsrail ise günümüzdeki olayların yaşanacağının veya yaşatılacağının adeta habercisi olmuştur. Çünkü şu an İsrail için belli bir toprak parçası yoktur; yani anayasasında açık bir şekilde vatan diye çizilen belirli bir haritası mevcut değildir. Bundan dolayı da 20. yüzyılın başlarında İngiltere tarafından çizilen bu haritaların, 21. yüzyılda bu kez ABD tarafından yeniden çizilmesi gerekmektedir. Şu an yaşananlar da bu oyunun bir parçası niteliğinde.
BM toplantısında yapılan açıklamalar bunu açık bir şekilde göstermektedir. Orada resmen ABD-Rusya restleşmesi yaşadık.ABD, Esad’ın gitmesini istemekte ancak Rusya, Esad’sız bir Suriye’yi istememekte ve bundan hareketle Esad ordusu ile YPG dışındaki tüm muhalifleri bombalamaktadır.
Her ne kadar bu restleşmeler olmaktaysa da saman altından ABD ve Rusya anlaşmış gibi görünmekteler. Çünkü her iki taraftan “bazı konularda anlaştık” şeklinde yapılan açıklamalar geldi. Tuhaf olan ise sınır komşusu olmasına rağmen Türkiye’nin bu düelloda rolünün ne olduğunun belli olmamasıdır. Daha doğrusu Suriye’deki gelişmeler konusunda pek bir etkisinin olmamasıdır. Ne ABD ne de Rusya; gerek destek verdikleri gruplar, gerekse de bombaladıkları gruplar konusunda Türkiye’ye neredeyse hiçbir söz hakkı tanımadılar.
Sınır komşusu olması itibariyle Türkiye, bu süreçte ağır bedeller ödedi ve ödemeye de devam etmektedir. Türkiye’nin bu noktada ağırlığını daha fazla ortaya koyması beklenmektedir. En azından bu şekilde olması gerekmektedir. Dolayısıyla da sırtındaki maddi ve manevi ağırlığı hafifletmesi gerekmektedir. Hepimizin korktuğu bir durum var ki o da bugün sınırımızda yanan ateşin bu topraklara da sıçramasıdır. Bunu da herhalde kimse istememektedir. Savaşın bilançosu ağır olur. Bu bilançonun boyutunu ayrıca belirtmemize gerek yok sanırım.
Bu duruma düşmemek için de ABD-Rusya dalaşını iyi okumak gerekir. Çünkü dikkat edilirse bugün daha önce de belirttiğim şekilde kanın aktığı tek yer İslam topraklarıdır. Akan kan da yine Müslüman kanı olduğuna göre Batı’nın bize acımasını beklemek acizlikten başka bir şey olmasa gerek…
Söylemeye çalıştığım şey; oynanan oyunun farkında olunmalı ve bu oyunlar artık boşa çıkarılmalıdır. Bunun için de öncelikli olarak içimizdeki sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Aksi taktirde hastalıklı bir vücutla hiçbir yol alınamaz. O yüzden diyorumki “BU OYUNA İTİRAZIM VAR…” Saygılarımla!!!