BUGÜN BİRAZ EMPATİ YAPIN.
NE DERSİNİZ?
Çocuğunuz var mı…
Yada torununuz?
Yada çok sevdiğiniz yakın bir arkadaşınızın evladı?
Yukarıdaki bazı sorulara kiminiz belki evet, kiminiz hayır ama genel çoğunlukta “evet, benim hem evladım, hem de torunum var.” diyeceksiniz.
Tebrik ederim.
Rabb’im tüm evlatlarımıza; sağlıklı, mutlu, huzurlu ve hayırlı bir evlat olarak ömür sürmeyi nasip etsin.
Lâkin…
Birde hastanelerde ismini telaffuz dahi edemiyeceğiniz nice hastalıklar ile şifa bekleyen mini mini yavrularımız var.
Gözlerinde hüzün ile mutluluğu bekleyen, gözyaşlarını içine atan nice anneler var. Kim bilir kaç gece gözyaşlarını evladı görmesin diye sırtını evladına, yüzünü duvara dönen şefkat kahramanları var.
Onlar anne…
Bir kolu kırık..
Kalbleri hüzün meleği…
Gözler “elbette o günde gelecek” diyen umutla dolu.
Siz…
Hiç bir oda da yaşları 3 ila 12 yaşında 15 engelli evladın fizik tedavi sürecini izlediniz mi?
Siz…
Gözü gibi baktığı, kendisi gibi minik yüreği ile sevdiği kedisini kucağına almak isterken balkondan aşağı kafa üstü düşecek iken son anda, son katta balkon demirine tutunarak bacakları üstüne düşen ve bu nedenle bütün kemikleri kırılan minik kızın canhıraş gayretini gördünüz mü?
Ya 3 yaşındaki Elif’in iki ayağındaki rahatsızlıktan dolayı örümceğe bağlanarak hastane koridorunda saat 6 dan sonra nasıl yürüdüğünü izlediniz mi?
Ben hergün bu fotoğrafı gözlerim yaşararak bazen de ağlayarak izliyorum.
Sonrası…
Sonrasında da empati yapıyorum.
Ya Nurefşan’ım, ya Tuba’m ya, Şeyda’m, yâda aslan parçası torunlarım Kerem Ali,Yusuf Eren, Zeynep Azra’m bu çocukların yerinde olsa idi diyorum. İşte orada sahnenin perdeleri kapanıyor, film kopuyor
Birgün kendinize ve aile efradınıza izin verin. Topluca eşinizi, evlatlarınızı ve torunlarınızı alın, doldurun çantalarınıza meyveleri, meyve sularını, gofretleri, bisküvileri, oyuncakları, boyama kitaplarını ve bu minik yürekleri ziyaret edin.
Emin olun ki, onlar kadar sizlerin buna çok hem de çok ihtiyacınız var.
Ziyaretinizin sonunda yürekler buruk, gözlerde belki de sicim gibi boşalan gözyaşlarınız olacak. Lâkin emin olun birşeyin çok ama çok farkına varacaksınız.
ELİNİZDEKİ NİMETLERİN NE KADAR KIYMETLİ OLDUĞU.
Gözünüzün önünde, elinizin altında olan o minik yüreklerin hatta ve hatta kendinizin de ne kadar kıymetli olduğunuzu yakinen ve ilmen daha iyi anlayacak ve söyleyecek ilk sözünüz.
RABBİM;
SANA SONSUZ HAMDOLSUN
SANA SONSUZ ŞÜKÜRLER OLSUN.
Elhamdülillah.
Sizleri üzmek yâda depresyona sokmak gibi bir niyetim yoktu. Sadece görüpte görmediğiniz veya görmezden geldiğimiz engelli minik yürekleri hatırlamanızı istedim.
Ve birgün mutlaka evlatlarınızı ve torunlarınızı alıp buralara gelin. Sağlığın ne kadar büyük bir nimet olduğunu bir kez daha idrak edin.
Burası İstanbul Bahçelievler Fizik Tedavi Araştırma. Hastanesi çocuk bölümü.
Gelin…
Anı yaşayın.
Ve sadece izleyin.
Selâm ve dua ile
Bülent ERTEKİN