Deprem gibi afetlerin gerçek sebebi nedir?
Depremler, dünyanın ve kainatın yıkılacağı kıyameti ve insanın kıyameti olan ölümü hatırlatan en önemli hadiselerdir.
Depreme ibret alarak bakmak ve pek yakın olan mahşer gününü hatırlayarak kendimize çeki düzen vermek zorundayız.
Depremlerden çıkarılacak ikinci bir ders ise “kendimizi sorgulamaktır”. Şu soruyu sormak gerekiyor:
“Acaba ben ve toplumumuz ne yaptı ki Allah, bu büyük deprem hadisesini yarattı?”
Umumi afetler umumi günahlara bakar. Bu büyük hadise inşallah silkinip kendimize gelmeye yarayacaktır.
Daha şimdiden görüyoruz ki; milletimiz uhuvvet ve dayanışma içinde birbirinin yarasını sarmaya çalışıyor. Siyasi tartışmalarla boğuşmak yerine “Bir kardeşime faydam dokunabilir mi!” diyerek koşuşturuyor.
Elbette bu yardımlaşma ve dayanışmanın, kısa zamanda Allah’ın rahmeti olarak dönüşünü umuyor ve bekliyoruz.
Bu vesile ile depremin esas nedenlerinden bir tanesi ile ilgili olarak Şems Özkök isimli bir zatın yazısını arz etmek istiyorum. Bahse konu yazısı çok önemli hususları ifade etmektedir:
“Suriyeli Emani’yi hatırlıyor musunuz?
Suriyeli Emani’ye hamileyken tecavüz edip 10 aylık bebeğiyle birlikte başlarını taşla ezerek öldürdüler bu ülkede. Kocası “ben namusumu korumak için gelmiştim Türkiye’ye! Allah’a havale ediyorum” demişti. Mazlumun ahı arşı alayı titretir.
Mazlumun ahı sıradan bir ah değildir. Ben o ah’tan çok korkmuştum. Çünkü Allah kimsenin yanına bırakmaz.
Katiller yapılan yalan haberlerden etkilenmişti. Bu ülkede Suriyeliler ile ilgili yapılan haberlerin %80’i yalan! Bize mülteci düşmanlığı enjekte edildi. Halk arasında yersiz bir mülteci düşmanlığı var. Bu yüzlerce insani öldürmekten çok daha vahim bir tablo. Muhafazakar kesim bile algı ve manipülasyonlara aldanmış vaziyette!
Allah’ın deprem gibi bir musibeti insanlara neden yaşattığını bilemeyiz elbette ama ben inanıyorum ki şu yaşadığımız zor zamanların sebeplerinden biri de, Emani gibi bize sığınmış nice mazlumlara ettiğimiz zulümlerin ahıdır bizden çıkan. Biz başlarına tonlarca bomba yağan, ellerinde hiç silah olmayan, eşini, evladını, anasını babasını, kardeşlerini kaybeden (1 milyondan fazla insan katledildi) insanlar için “neden ülkelerinde savaşmıyorlar, defolup gitsinler” dedik. Hor gördük. Aşağıladık! Neyle savaşacaktılar? Sapanla mı? Allah rızkımıza kefilken biz onları rızkımıza engel olarak gördük.
Allah’ın gazabı ne kadar sürer bilemeyiz ama İnşallah devamı gelmez.
Biz seküler, dinsiz, Allah düşmanı mezhepçi güruh gibi yaşayamayız. Merhametle yoğrulmuş bu topraklar buna izin vermez. Aklımızı başımıza almazsak daha çok bela yaşarız!
Ciddi manada tövbe etmemiz lazım.
Depremden sonra enkaz altından çıkarılan Suriyelilere “Neden yardım için seslenmediniz?” diye sormuştular. “Suriyeli olduğumuzu öğrenirseniz bizi kurtarmazsınız diye düşündük” diye cevap vermişler. İnsanın nutku tutuluyor. Bu insanları ne hale soktuk!
Allah affeder mi?”
Vesselam…