GELECEKTEKİ ZAFERLER
“Zafer biraz da hasar ister.”
“Fena ve fani bir adam” olan Tevfik Fikret tarafından, başka bir makam için söylenilen mısra Gazze ve Hamas meselesi için de denilebilir kanatındayım…
Üstad Bediüzzaman’ın buna benzer şartlar için bir benzetmesi var. Bir kafes düşünün. Feda edilmesi düşünülen bir keçi, bir pars önüne atılmıştır. Parsın onu anında parçalayacağını düşünürken “seyirciler” , biraz sonra keçinin parsın karnını boynuzlarıyla deldiğini görünce apışıp kalıyorlar.
*
Hamas’ın, belki de Filistin ve Filistinliler zararına olabilecek bu çıkışı, çok yönüyle düşünülmeye açık bir mesele gibime geliyor.
Bir taraftan fıkhi bir mütearifeyi hatırlıyorum: Düşmanla karşılaşılan bir durumda, savaş şurası toplanıp da güçlerinin karşıya yetmeyeceği, bu yüzden beklemeleri gerektiği kararında birleşirse çoğunluk, o şart altında harbetmek haramdır der fukaha.
Diğer yandan ise Tebük Harbinde Resulluh (asm)’ın, Bizansın en az yüz binden kalabalık bir orduya karşı imkanları kıt ama iman ve takvalari zirvede otuz binlik sahabi ordusunu sevk ettiğini hatırlayınca, önceki şura durumunun fetva, Tebük’teki şartın ise TAKVA olduğunu anlayabiliyorum.
İslam tarihimizde Tebük’e benzer o kadar misal var ki saymakla bitmez.
*
Hamas’ın çıkışı mâkul görülmese de bıçağın kemiğe dayanma zaruretidir.
Hani bir darbımeselimiz vardır: Kediyi kaçamayacağı bir köşeye sıkıştırırsan -yenemeyeceğini bilse de- yüzüne atlar insanın, diye…
Üzerine bir damla daha düşerse sel olur akar bardaktaki su; senin teeenni, temkin nasihatlarına hiç bakmadan.
Bize sorarsanız, ileride haritadan silinecek olan İsrail terör devletinin izmihlalinin başlangıcı olarak 2023 Ekim’i diye yazacaklar inşaallah.
Selam ve dua ile…