MERHAMET
Hayatımızdan eksik etmememiz gereken bir duygudur ‘merhamet’. Ama aynı zamanda da kimi insanların hayatında eksiktir. Belki onun ne olduğunu hiç bilmediklerinden, belki de bilmek istemediklerinden… Hayat bir mücadeledir, insanların kendisi ise o mücadeleyi sürdüren birer savaşçılardır. Evet, hepimiz birer savaşçıyız. Kötülüğe karşı dimdik durmak ve iyiliği devam ettirmek için bu hayatla verdiğimiz mücadele, yaşadığımız süre boyunca devam eder durur.
Bir insan merhameti sevmezse, zaten merhametli olamaz. Hayatımız boyunca iyi insanlarla karşılaşmak için hep dua ederiz. Dua, ne yüce bir duygudur. Birbirimiz için ettiğimiz dualar ise o yüceliğin en zirvesidir.
Yaşamak bir yokuştan ibaret, o yokuşu tırmanmadan bir insan, iyiliğe güzelliğe nasıl ulaşabilir ki… Ve o yokuşun bitiminde açılan kapının ardındaki sonsuz ferahlığı ve huzuru düşünün. İnsan, kalbinde en ufak bir kötülük veya haset bile taşısa, maalesef ki o ferahlık ve huzurdan mahrum kalır. İçimizin ferah, ruhumuzun ise huzurlu olması gerek. Yoksa hiçbir şeyin tadı olmaz ve başta sağlık tabiki. Her şeyin başı sağlık. Ama insan sağlığını bozan da yine kötü düşünceler; hasetlik, kin, öfke, dert, keder…
Merhamet, insan ömrünü uzatır ya da insanın sağlıklı yaşamasına sebep olur. Ha şu da var ki; bazen öyle anlar gelir ki, yaptığımız merhametin karşılığında kötülük bile bulabiliriz. Olsun… Biz her daim iyiliği ve merhameti kendimizden eksik etmeyelim. Çünkü belki de içimizdeki merhameti bitirmek içindir yapılan kötülükler. O yüzden asla kendimizden ödün vermeyelim.