SINAVIMIZ İNSANLIK….

SINAVIMIZ İNSANLIK….

Senelerce okumuÅŸ, ders çalışmış, uÄŸraÅŸmış, didinmiÅŸ ve en sonunda hayatını belirleyecek o sınav zamanı gelmiÅŸti… Babası Kazım Bey oldukça baskındı. Ve muhakkak çok iyi bir yeri kazanacağını düşünüyordu oÄŸlunun… Ve sürekli derslerine odaklanması için ikazlarda bulunmuÅŸtu o güne kadar…
Sınav günü ailecek gittiler okula. Annesi yanında getirdiği dua kitabından dualar okurken, babası ise,
-“Aslan oÄŸlum… BaÅŸaracaksın… Ötesi yok bu iÅŸin. Sen pehlivan Kazım’ın oÄŸlu Ali Kemal Yılmazsın.-” deyip durmuÅŸtu oÄŸlu kapıdan girene kadar… Bu sınava haddinden fazla deÄŸer vermiyor muydu Kazım Bey? Çok fazla baskı kurmamış mıydı oÄŸluna?… Üzerinde bir ağırlık hissetti o an Ali Kemal…
Binaya girdi ve sınava gireceÄŸi sınıfı buldu. Soru ve cevap kitapçıkları dağıtıldığında daha da heyecanlanmıştı. Fakat sınav baÅŸladığında o kadar rahatlamıştı ki içi… Soruları hızla cevaplıyordu. Ve çok emindi doÄŸru cevapladığından… Sınavda son yarım saate girildiÄŸinde yüreÄŸi ferahlamıştı… Kendinden o kadar emindi ki… Fakat bir ÅŸey gördü o an. Gözlerini sınıfın penceresine sabitledi iyice. Emin olmuÅŸtu. Sonra ise hiç düşünmeden yerinden kalkıp, soru ve cevap kâğıdını unutmuÅŸ bir halde sınıfın kapısına koÅŸtu… Görevli öğretmen,
-“Geri dön. Aksi halde sınavın geçersiz olacak. Bir senen boÅŸa gidecek evladım…-” dese de durmamış, okulun arka kapısından koÅŸup gitmiÅŸti…
Babası olanları duyunca, saatler sonra eve gelen Ali Kemal’i önce azarlamış sonrada defalarca tokat atmıştı. Gururunu kıracak cümleler söyleyerek neden sınıftan çıktığını, neden sınavı yarıda bıraktığını sorsa da, babasının daha çok kızacağını bildiÄŸinden susmuÅŸtu sadece… Söylese anlamazdı. Biliyordu…
O sene boyunca, “aptal herif” aÅŸağı, “aptal herif” yukarı herkesin yanında rezil etmiÅŸti oÄŸlunu. Ali Kemal içerlese de bu duruma, hiç yılmadı. Ve ertesi sene tekrar sınava girip tıp fakültesini kazandı… Çokta iyi bir doktor oldu. Ve ÅŸehirde uzun seneler görev yaptıktan sonra, sapa bir kasabadaki hastaneye gönüllü olarak tayinini istedi. Bir sene sonra ise ailesi misafir olarak gelmiÅŸti evine… Aradan geçen onca senede babasıyla arasındaki sınav meselesi çoktan unutulmuÅŸtu…
Karlı ve soÄŸuk bir akÅŸam evinin telefonu çaldı Ali Kemal’in. Civardaki köy evlerinden birinde hasta varmış söylendiÄŸine göre. Çantasını alıp çıkacakken, babası Kazım bey, daÄŸ yollarında oÄŸlunu yalnız bırakmak istememiÅŸ ve peÅŸine takılmıştı. EÅŸlik edecekti oÄŸluna.
Belki bir saat yoÄŸun tipinin altında yürüyüp söz konusu köye ulaÅŸtılar. Tarif edilen köy evini bulup kapısını çaldıklarında yaÅŸlı bir adam açtı kapıyı. EÅŸinin hasta olduÄŸunu söyleyip, Doktor Ali Kemal ve babasını içeri buyur etmiÅŸti…
Ali Kemal hastasını muayene ettikten sonra, yaşlı kadının eşi çay getirmiş ve ağrıları dinen kadın teşekkür etmek istemişti doktora. Ve titreyen sesiyle,
-“Bu soÄŸukta derdimize koÅŸtun var ol oÄŸul. Senin gibi iyi insanlar olmasa ne olur dünyanın hali? İnsan dediÄŸin de kolay olunmuyor ha… Bak dinle. Sene doksan dokuz. İstanbul’dayım o zamanlar. Birden kötü oldum yolun ortasında. Sokağın ortasında kriz geçiriyorum. Kimsecikler yok etrafta. MeÄŸer sınav varmış o gün. Ve sınav saati yollar bomboÅŸtu. Genç bir çocuk çıkageldi beÅŸ dakika sonra… Beni hastaneye götürdü kucağında yarım saat taşıyarak o sıcakta… Hamileydim… Tir tir titriyorum çocuklarıma bir ÅŸey olacak korkusuyla. Ve doktor on dakika geç kalınsa ölebileceÄŸimi söyledi bana… Üçüzlerim dünyaya geldi o gün. GözyaÅŸları içinde beni hastaneye taşıyan çocuÄŸun elini tuttum… “Abla sınav olurken gördüm seni. KoÅŸtum geldim ama bir senem gitti” dedi. Adını soyadını hiç unutmuyorum. Ali Kemal Yılmaz’dı… YüreÄŸime kazıdım, üç oÄŸluma da o genç çocuÄŸun ismini verdim. ÇocuÄŸun iyiliÄŸi çok etkiledi beni. Çocuklarımı o delikanlının hikâyesiyle büyütüp, onun gibi insan olmalarını öğütledim… Åžimdi üçü de öğretmen… Öğrencilerini hep insan olarak yetiÅŸtirmeye çalışırlar önce… Ah bir bulsam o çocuÄŸu da helallik alsam… Doktor, öğretmen, mühendis herkes olur evladım. Åžu dünyada en zor ÅŸey, en zor sınavımız insan olmak… O delikanlı sonuna kadar insandı. Bırakmadı beni düştüğüm yolun ortasında-” dediÄŸinde, Doktor Ali Kemal,
-” Helal etmiÅŸtir teyzecim merak etmeyin-” demiÅŸti… Babası Kazım Bey ise gözyaÅŸlarını göstermek istemedi yaÅŸlı karı kocaya. Ama evden çıkana kadar gözyaÅŸları yanaklarını ıslattı.
Yola çıktıktan sonra bile gözlerindeki yaş dinmiyordu Kazım beyin. Defalarca titreyen sesiyle,
-” Ali Kemal… OÄŸlum-” dese de devamını getiremedi hıçkırıklarından….
Hayatta en önemli ve en zor ÅŸey insan olabilmektir… Çünkü meslekler baÅŸarıyla elde edilir… Ama insanlık sadece, merhametle ve vicdanla…..

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir