Bir sohbetteydim geçenlerde. Bir dost “Vatan sevgisi imandandır.” beyanını şüpheyle karşılıyordu. Ders yapan kişi, soran kimseye hak verir gibi “yuvarlak” bir cevap verdi. Meseleyi daha önceden tahkik ettiğimden karşılık vererek meseleyi uzatmayı istemedim. Zira “kürsü” gibi bir makamda bulunan şahsın “neoselefi”ler gibi “keskin” düşündüğünü biliyordum.
Âlimlerin zikrettiği bir kelamı kibar olduğunu diyenler, evet, mana olarak değil, kelimelerin sıhhatı namına haklı da olabilirler. Lakin bu güzel sözün mana olarak doğruluğunu ispat eden iki sahih hadis var.
“Allah rızası için bir gün nöbet beklemek, dünya ve dünyadakilerden hayırlıdır. Sizden birinin kamçısının cennetten işgal ettiği bir yer de, dünyadan ve dünyadaki her şeyden hayırlıdır.” (Buhârî, Cihad, 72)
Nöbet, vatan toprağını kaybetmemek için beklenir. Hadiste Resulullah aleyhisselatü vesselam, vatanı için nöbet beklemenin dünya ve içindeki her şeyden üstün olduğunu zikrediyor.
Yine başka bir hadiste Allah’ın Peygamberi aleyhisselatü vesselam, “Bir kimse kendini, dinini, namusunu ve malını korurken öldürülürse şehittir.” (Tirmizi, Diyat, 22) buyuruyor.
Bir Müslümanın vatanı, bu hadisi şerifte zikredilen “mal”dan çok daha üstün bir namustur ve bunu sevmek de kesin olarak imandandır; imansız birinden bu hassasiyeti beklemek mümkün mü?
Elbette ki, “Vatan sevgisi şirktir!” diyen vatansız Vehhabî ve neoselefîlerden, bu hadisi şerifleri anlamalarını beklenmez.
“Din-i Mübin-i İslam”, bir bütün olarak hayatın her yönünü içine alır. Bu nedenle vatan ve devlet anlayışını belirli sınırlar içerisinde değerlendirmiştir.
Mesela, oturduğu evine veya malına saldırıldığı zaman, onu korumak ve kendini müdafaa etmek dinimizin emridir. Bu yolda ölse şehit olur. Vatan, bütün Müslümanların ibadetini hürriyet içinde yaptığı ortak evidir. Onu korumak ve muhafaza etmek ise Müslümanların umumi vazifesidir.
Peygamber Efendimiz (asm) Medine’ye hicret edince, orada bulunan Yahudilerle bir anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşmada geçen önemli maddelerden biri de “vatanları olan Medine’ye bir saldırı olursa beraber savunma yapacakları” konusuydu. Demek ki vatanımızı korumak için gayri müslimlerle bile anlaşma yapılabilir ve vatan ne pahasına olursa olsun korunması gerekir.
Bir Müslüman dinini, namusunu, canını ve malını vatan ve devletiyle korur. Vatanına bir Müslüman devlet bile saldırsa onu korumak Dinimizin emridir.
Yerler ve zamanlar, içerisinde olan kimseler ve yapılan işlere göre değer kazanır. Bu açıdan bir İslam devleti olan bu memleketin, bu toprakların ve içinde yaşayanların korunması ve devam etmesi noktasından vatan, bayrak ve devletin varlığını zorunlu kılmaktadır.
Bazı âlimler “Vatan sevgisi imandandır.” sözünün zayıf hadis veya mevzu olduğunu söylese de manasının doğru olduğu ifade edilmiştir. (Acluni, Keşfu’l-Hafa, 1/345, no: 1102)