SORALIM MI MÜSLÜMAN KİMDİR!?
Mü’minler, İslam ümmetinin iman abideleridir…
Kur’an’ın ifadesiyle onlar:
“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz (topluluksunuz): İyiliği emreder (öğütler), kötülükten engeller (sakındırır) ve Allah’a inan(ıp güvenir)siniz…”
Al-i İmran, 3/110
Eleştirilerim ve uyarılarım mü’minler için değildir. Bütün mü’minleri tenzih ederim.
Denilebilir ki, dünyada herkesin bir derdi vardır. Bu dert gerek maddi ve gerekse manevi alanda olsun!
Müslüman’ın tek derdi inancıdır ve inancı olmalıdır!
Mevcut kanunların yasakladığı için değil, İslam’ın emrettiği için yapması, Müslümanın hayat felsefesi olmalıdır!
Hz. Peygamber (s.a.v)’in ifadesiyle, “Müslüman; eliyle ve diliyle diğer Müslümanların kendisinden emin olduğu kimsedir.”
Allah’ın rızasını kazanmaktan başka derdi olmayan takva ehli Müslümanları tenzih ederek diyorum ki, Hz. Peygamber (s.a.v):
“İnsanların en hayırlısı, ahlakı en güzel olanıdır.” derken, artık ülkemizde, Allah rızasını kazanmak yerine, “faydalı olan doğrudur” anlayışı hakim oldu!
“Müslüman olmak; bir guruba dahil olmak değil, bir duruşa sahip olmaktır.”
Bu duruş, birilerinin eteğini öperek körü körüne teslim olmak yerine, vahyi aklı ile kullanmak olmalıydı.
Ne acıdır ki, Müslüman hem vahye sırtını çevirdi ve hem de akıl tutulması yaşıyor bugün!
Bu durum, bugün yaşanan zilleti beraberinde getirdi. Oysa Müslüman, hayatında parayla kasayı baş tacı edeceğine, vicdanı ile cüzdanını harekete geçirmesi gerekirdi.
Çünkü şerefle bitirilmesi gereken en ağır görev hayattır.
Çeçen komutan Şamil Basayev’ın dediği gibi, “Ne zaman öleceğimiz önemli değildir. Önemli olan nasıl öleceğimizdir. Bize düşen şerefimizle ölmektir.” Çünkü şerefsiz bir hayatın insan sırtında kambur olduğu bir gerçektir.
Bu nedenle büyük mütefekkir Muhammed İkbal: “Haşa! Ben ölümden korkmuyorum. Çünkü ben Müslüman’ım…” diyor.
Hz. Ali (r.a) diyor ki: “Haksızlık karşısında eğilmeyiniz; eğer eğilirseniz, hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.” Bu büyük ve önemli mesajı Müslümanların artık anlaması gerekir.
“Ahlaki örtüsü (edeb-haya ve ar duygusu) olmayanın başörtüsü, onu Müslüman yapamaz!” Bunu da anlaması gerekir Müslümanın!
Müslüman; haklı çıkmak için değil, Hakk’ı ortaya koymak için çalışması gerekirken, o, torpil ile haksız ihale peşinde koştu ve aldığı ihaleyi de başarı olarak hanesine kaydederek bir zulme imza attı!
Tarih, aslını korumayanların, bozulup gidenlerin devrilmelerini anlatan hikayelerle doludur. Mü’minlerin çoğunu dünya sevgisi yiyip bitirdi. “Allah’ı seviyorum” deyip, dünyaya dalmanın faturası ağır oluyor! Çünkü bir kalpte iki sevgi barınmıyor. Bu dünyada en pahalı şey Allah’ın rızasını kazanmaktır. Elbette ki, dünyada iş-güç sahibi olunmalıdır. Ama dünyayı sevmeden, gücü ve parayı kalbe yerleştirmeden yapılmalıdır.
Mü’minler herkese güven vermelidir ve itimat insanı olmalıdır. İnsanlar bizim adaletimize, liyakatı esas alan duruşumuza güvenmelidir.
Biz Müslümanlar anılınca, akıllara dürüstlük gelmelidir. Bu konuda tek örnek Kur’an’ın ifadesiyle Hz. Peygamber (s.a.v)’dır. O’nun gibi yaşamaya gayret edilmelidir. Ama çok da arzulanan noktada değiliz…
Bir kaç maaş alıyoruz ve bunu da kendimize hak kabul ediyoruz…
Bitti mi?
Tabi ki bitmedi…
Kendimiz, kendimize emsallerinin 10 kat fazla maaş takdir ediyoruz…
Ve bunu kendimize hak kabul ediyoruz…
İşte bu fetvanız batıldır ey zalimler!
Allah mahşer günü sizi zelil eder.
Peki rezil de eder mi!? Evet!
Kapitalizm, biz Müslümanları çok yıprattı! Bir gruba dahil olduk yol alıyoruz, oysa bir duruşa sahip olmamız gerekirdi!…
Müslümanlar neden bu kadar rahat davranıyorlar diye zaman zaman düşünürüm. Galiba Hz. Peygamber (s.a.v)’in: “Ömründe bir defa Lailahe illallah….” diyen mutlaka cennete girer.” Hadis’ine güveniyorlar! Oysa bu Hadis, yani Kelime-i Tevhid, İslam’ın özetidir ve tamamıdır. Yani İslam’ın bütün emirlerine teslim olanlar Cennete gireceklerdir.
Eğer Cennete girmek bu kadar kolay olsaydı, Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle,
“Alemlere rahmet olarak gönderilen, Enbiya, 21/107
“Yüce bir ahlak üzere olan”
Kalem, 68/4
“Bütün insanlığa örnek ilan edilen”
Ahzab, 33/21
“İnsanlığın son Peygamberi”
Ahzab, 33/40 olarak ilan edilen Hz. Peygamber (s.a.v), neden saatlerce secdede Allah’ın en sevgili kulu olmak için ağlayarak dua eder ve af dilerdi!?
Rahat olma Ey Müslüman!?
Ölüm emri verildiğinde son giydiğin çorabı bile götüremiyorsun!
Vazgeç kötülüklerden ve tevbe et! Ama sakın tevbe alma! Farklı şeyler…
Cennet de Cehennem de seni bekliyor, tercih senindir!
Laiklik bu ülkeye, Müslüman olmayanların inançlarını Müslümanlardan daha rahat yaşaması için getirilmiştir.
Laiklik, Müslüman olmayanları korumuş, Müslümanlara zulüm aracı olarak kullanılmıştır. Adeta “Allah” diyen herkesin kafasında mel’un bir şeytan olarak dikilmiş, binlerce Müslüman zarar görmüş ve cezalandırılmıştır.
Allah, bu zulmü Müslümanlara reva görenlere hesap sorsun inşaallah!
Ey zalimler.!
Ne olacak haliniz? Mahşer’de, ebediyen kalmak üzere cehenneme sürükleneceksiniz?
Kur’an diyor ki: “Ey iman edenler! İman ediniz…”
Nisa, 4/136
Büyük İslam alimi Muhammed İkbal’in ifadesiyle, “Müslümanlar, yeniden müslüman olmalıdır!”
Tükürmek lazım zalimlerin hayasız yüzlerine!”
Yaşasın zalimler için cehennem!
Mehmet Bozkurt, İlahiyatçı, Araştırmacı Yazar