Akıl Mı Fikir Mi Karışır?
Aklı, salt akıl olarak ele aldığımızda o karışmaz…
Fikir karışır…
Aklı kullandığımız an karışıklık kalkar…
Aklı kullanmak ne demek?
Görme, işitme, koklama, dokunma ve tatma duyu organlarıyla dışarıdan aldığımız imgeleri zihin dediğimiz belleğe alıp saklarız.
Bu imgeleri zihinsel işlemlere tabi tutarak düşünce yani fikir üretiriz.
Fikir, Arapça da tertip etmek, sıraya koymak, zihindeki imgeleri kabule dönüştürmek…
Örneğin; Limon tatlı ya da ekşi, yemek güzel, çay sıcak gibi…
Çay içerken birden dilimiz yanar, dilim yandı, çünkü çay sıcaktı, diye akıl yürütürüz.
İşte bunun gibi kabuller karışabilir, fakat bunlara ulaşımı sağlayan saf akıl karışmaz…
Akıl, fikirler dünyası için kullanılan soyut ve kısa bir deyim…
Düşünme esas olarak bir toplama çıkarma yapma işlemi…
Karışıklık, tümevarım, tümden gelim, dedüksiyon, endüksiyon ve analoji gibi düşünmenin biçimsel yanları olan benzerleri yan yana getirme, birleştirme ve ayırmadan kaynaklanır.
Karışıklığa, zihin çalışırken zihne konulan malzemeler sebep…
Zihin tıpkı bir kıyma makinesi gibi…
Ne atarsan içinden o çıkar.
Bütün bunlar kabullerimiz, karışıklık buradan…
Bir de ana kabullerimiz vardır ki, bunlarda karışıklık olmaz.
Bunlar çocukluğumuzdan beri edindiğimiz değer ve inançlar…
Dünyayı bu ana kabullerle anlamlandırırız…
Bunlar ne saf düşünce ne de saf fikir…
Karışıklık olmaz…
Ancak onları sorgulayıp düşünceye dönüştürdüğümüzde karışıklık çıkar.
Bu yüzden bütün inançlar, inanç sahipleri için yüzde yüz doğru…
İnançla şüphe yan yana gelmek istemez…
Çünkü kayıtsız şartsız teslimiyeti gerektirir…
Kafa karışıklığı fikrin olduğu yerde olur, inançta olmaz.
Düşünmenin kendisi üzerine düşünmek de karışıklığa sebep…
Doğru düşünmek için düşünmenin eğitimi olan mantık eğitimini almak gerekir.
Sonuçta mantık ilkesini ortaya koyan saf akılda karışıklık olmaz ancak fikir, düşüncelerde karışıklık olur.