Deve’yi Buldur Sevindir Politikası
Siyasi aristokratların gelecekleriyle ilgili siyasi rant elde etmeye yönelik konjonktürel saptamaları sonucu, toplumu memnuniyetsizlik içeren suni bir yapılanmaya mecbur bırakmaları ardından, tekrar özlenen yaşama geri dönüşüm için geliştirdikleri çabaları, kendilerine toplumsal bir minnet duyma duygusunu tezahür ettirir.
Değişimin pekte öyle kabullenir bir şey olmamasına rağmen; eski alışkanlıkları terk etmeye zor’lanmanın yarattığı bu vaziyet, her halükarda önceki yaşamı aranır yapar…
İster adına baskı deyin; ister başka bir şey; yaşamaya zorunlu kılınan kısa ömürlü yeni sistemden; özlenen eski ortama tekrar bir dönüşümün vuku bulması; eskinin yeni gibi algılanmasına, bu algıyı verenleri halk nezdinde kahramanlaştırmaya neden teşkil edebilir.
Aslında tüm bu olanlar, yönetilen kesimi uyku modunda tutma yöntemleridir.
Bu yöntemlerle siyasi paradigmalar’ın yürütüldüğü mecralarda, vatandaşların bu tarz politik oyunlarla yönetilmesi nerdeyse olağan sayılır…
Açıkçası, yaşama dahil edilen bir müdahalenin doğuracağı infial ve yaşanılacak bir sendromun; malum kesimin ekmeğine yağ sürmekten öte bir bir müspet getirisi yoktur.
Alışa gelmiş yaşamlarına ait kavuşma anının ortaya çıkarılmasıyla ilgili bir duygu patlaması akabinde, buh ortamı yeniden var edenlere karşı daha önce kurumaya yüz tutmuş bir sevgi selinin harekete geçmesini kaçınılmaz yapabilir.
Med- cezirler’in eksik olmadığı bu siyasi denizde; her çalkan’tının normal görülebilirliği, bir alışkanlık statüsünde yuvalanması’na yol açar ki; böyle olmasına münhasıran, yönetilen kesimin, bu yöndeki temayüleri de istenen doğrultuda kanallize edilmiş olur.
Politik her manevra, çıkar odaklı bir kurgunun eseri olduğu artık bilinen bir gerçektir… Bu kurguda kitlesel çıkarların göz önünde tutulup; tutulmaması ile ilişkin bilinmezliğin çözülebilirliği bilinçli seçmene bağlıdır.
Demokrasiyle yönetilen ülkelerde, mutlu bir yaşamın mimarları, aslında seçmenlerin bizzat kendileridir. Bir bilinç tesisinde seçmenlerin ortak katkı sunumları, bağlı bulunduğu ülkenin yönetim kadrosundakilerin siyasi kimlikleriyle ilgili bir vizyonu da ortaya koymakta müessir rol oynar.
Gidenlerin arkasından bir sürü hayıflanmayı ağıtlar modunda dökerken; geçene dair güzellemeleri de peş peşe sıralarız. İşte bu geçmişle ilgili özleme dair yapılan ithaf, kurt politikacılar için bir beslenme sofrasıdır adeta…
Mevcut konumla ilgili oynanan oyunların, birilerine yarar sağladığı bir sır değildir bence…
Kısacası, sevindirmenin önce üzmekle mümkün olabilirliği üzerinde kurgulanmış senaryolardır tüm bunlar.
Yani deveyi kaybettir üz; sonra bul sevindir taktiği…