Dini Ve Atatürk’ü Çıkarı İçin Kullanmak
Dünyanın neresinde olursanız olun, yaptığınız yanlışların ve suçların üstünü örtmek için bazı kutsallar bulabilirsiniz. Bu kutsal sayılanların arkasına sığınarak ve bunlarla ilgili olabildiğince nara atarak, kendinizi her zaman güvence altına alabilirsiniz ve bunun zamanla, çoğrafyayla pek ilgisi yoktur. Hatta üstüne bir de zenginseniz ve siyasetçiyseniz zaten sorun yoktur, toplumlar ve insanlar kendi kutsallarını kendileri doğurur, bu bazen savaşlardan, bazen icraatlarından ve bazen de eski zamandan gelen inanışlardan kaynaklanır.
Türkiye toplumuna baktığımızda ise din, devlet, bayrak ve Atatürk kutsal sayılan ve dokunulması, eleştirilmesi yasak olan çizgilerdir. Özellikle toplumu yanlış yönlendiren yazarlar, siyasetçiler ve kanaat önderleri sebebiyle, hiç kimse yapılan yanlışları ve suçları açıklamak istemiyor çünkü toplumun ağzına baktığı bu insanlar, millete gaz vererek suçluları ve zenginlere korunaklı bir alan açmışlar ve açıyorlar.
Öncelikle toplumu baskı altına almak ve kendi ideolojisini, diğer ideolojilere karşı üstün göstermek için bazı kutsallar ortaya çıkarmak lazım ve bunun neticesinde ise kurumları, toplumu ve kısık ses bile olsa herkesi susturmak amaçlanır. Özellikle siyasetçiler bu işi çok iyi yapar, Atatürk eleştirildiğinde, yoksa sen Atatürk düşmanı mısın derler mesela veya dinin bazı yanlışlarını ifade ettiğinde ise bakın bu dinsiz ha diye toplumum önüne atarlar o insanı. Binlerce defa şahit olmuşuzdur bu duruma, kendi menfaati ve geleceği için kutsalların arkasına saklanarak, karşı görüşteki insanı yok etme taktiği.
Toplum da buna güzelce inanıyor ve kanıyor yıllardır, halbuki her şeyin ve herkesin doğrusu olabileceği gibi yanlışı da olabilir nihayetinde ama bazı kesimler ise kendi kutsallarına hafif bile bir eleştiri geldiğinde sanki kıyamet oluyormuş gibi davranıyor ve bu durum özellikle bizim gibi geri kalmış toplumlarda yaşanıyor. Baskıyla, zorla ve dayatmayla kimse, kimseyi sevmek zorunda değil. Tabii ki küfür ve hakaret olmaz ama illaki saygı göstereceksin anlayışı saçmadır, sonuçta senin kutsallarını sevmiyorum, hakaret etmiyorum ve seni bu konuda zorlamıyorum o kutsalını bırak diye baskı yapmıyorum, peki ben bunları ifade ederken neden sen hala saygı göster diyorsun? Sevilen ve değer verilen kutsala saygı gösterilir ama bu unsurlar yoksa da saygı yoktur, kimseye de dayatılmaz bu olaylar. Muhakkak küfür, argo kelime ve hakaret tabirleri olmamalıdır.
Dünyanın herhangi bir coğrafyasına gidin ve göreceğiniz tek şey, zenginlerin, siyasetçilerin toplumu kutuplara ayırıp, aralarında anlaşmazlık çıkarıp ve sonra da bunun rantı yemek üzerine kurulmuş bir düzen vardır. İşte bizim ülkemizde de bu durum geçerlidir, toplumu böl, parçala ve sonra yönet taktiği her zaman işe yaramıştır. Ülkemizde ise dinci, dinsiz, Atatürkçü gibi gruplara ayrılmış vb. onlarca kesim vardır ve hepsi de birbirine hakaret, küfür ve ağza alınmayacak laflar ederler ve hatta şiddet olayları bile en üst seviyeye çıktığı olmuştur ve oluyor. Herkesin kutsalı olabilir, ister puta taparlar, ister heykele ve isterse de göremedikleri Allah’a ama nihayetinde bunlara eleştiril yaklaşım olabilir ama bunların arkasına saklanır her türlü namussuzluğu ve ahlaksızlığı yapmak doğru değildir ama bizim gibi toplumlarda bunların ismini kullanarak güzelce suçlar örtülebiliyor.