EY MİLLETİM BU GİDİŞ NEREYE!?
Ankara Hindi işgali altında!
Unuttuk! tarihimizi…
Milli, manevi, insani ve ahlaki değerlerimizi!…
Toplumumuzun önemli bir kesiminde hızlı bir yozlaşma var!
Almış başını gidiyor!
Bu gidiş nereye!?
Kur’an’ın ifadesiyle,
“… Bir toplum (millet) kendilerindeki özellikleri (değerleri) değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez.
Allah bir topluma kötülük diledi mi, artık onun için geri çevrilme diye bir şey yoktur. Onların Allah´tan başka yardımcıları da yoktur.”
Ra’d, 13/11
Bu kültürel yozlaşmalardan birisi de yılbaşı kutlamalarıdır. Yılbaşı adı altında yapılan eğlencelerin, çam ağaçlarının kesilmesinin tarihimizle ve kültürümüzle hiç bir ilgisi yoktur. İslam, bütün kötülüklerin anası olan alkolü ve kumarı haram kılmıştır. Piyango, Toto, Loto ve bütün şans oyunları dinimizce günahtır ve haramdır!
Milletler; değerleriyle bilinir, onlarla anılırlar, değerleriyle yaşar ve onlarla ayakta dururlar. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v) diyor ki:
“Bir toplum kime benzemek isterse, o toplum onlardandır.”
Peki biz Müslüman olarak neden Hıristiyanlar gibi yılbaşı kutlarız!?
Kaldı ki, aylardır Gazze’de oluk oluk müslüman kanı akarken, hangi müslüman eğlenebilir!?
Ve bu kanı akıtanlar da belli…
Bu zulmü şiddetle lanetliyorum!
…Ve
Bugün Ankara Kızılay’da Milli (!) Piyango bileti satan birini izledim.
Nefes alamıyor… Herkes kuyrukta…
Devlet aleni ve açıkça kumar oynatıyor…
Kumar kurumunun başına da “Milli” kelimesini koyarak olayı biraz yumuşatmak…
Ne büyük vebal ve utanç Allah’ım!?
Ahiret unutulmuş, dünya malına adeta tapılıyor!
Kur’an, aklını kullan diyor!
Ne acıdr ki,
Bir İslam aliminin oğlu da Milli Piyango Genel Müdürü!..
Milyonlarlarca müslüman umudunu Milli Piyango’ya bağlamış!
Yani kumar oynamış, sonucunu bekliyor!
Eee kumardan para çıkarsa “hayır kurumlarına bağışlarmış, Cami yapacakmış!”
… Ve
Bu makalenın ruhuna uygun düşen yılbaşı hindilerinin hikayesini anlatmamak olmaz!
İşte Hindi kesmenin hikayesi!?
Deniliyor ki;
Hindi denilen hayvan, zamanın Papa’sına hediye olarak arzedilmiş!
Bunun üzerine Papa, Hindi’yi görünce ve ilk defa gördüğü Hindi’ye bakarak diyor ki:
“Ne tür hayvan bu böyle? Aynı Türkler gibi kırmızı suratlı, kabararak yürüyor, bunun adı Türk olsun!”
Hıristiyanlar’ın inanışlarına göre her yılbaşında Hz. İsa (a.s)’a bir Müslüman Türk kurban etmek borç bilinir!
Bunun üzerine Avrupalı Hıristiyanlar her yılbaşında bir Türk kurban edemedikleri için Türklere benzedikleri ve isimlerini ne gariptir ki, Türkey (=Hindi) olan bu hayvanı keserler!
… Ve
Milletimiz bu zilletten kurtulmalıdır!
Hiç bir millet, bir başka milletin değerleriyle yükselemez. Kendi kültürüne yabancılaşan bir millet, medeniyet inşa edemez. Tarihini bilmeyenler, geleceklerini sağlam bir zemine oturtamaz.
“Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Resulü’dür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek Namazı kılan, Zekatı veren mü’minlerdir.”
Maide, 5/55
Unutursak dostumuzu, Allah, insanı hem rezil eder ve hem de zelil eder!
Korona’dan bile ders almadık!?
Ve daha bir çok felaketten!…
Zavallı biri diyor ki: “Bana Milli Piyango’dan para çıkarsa Cami yapacağım!
Ne büyük basiretsizlik!?
O Cami’de Namaz kılınmaz!
Mescid-i Dirar’dir o Cami!?
… Ve
Bilindiği gibi, sanat, ticaret, ziraat gibi geçim yolları akla gelen ilk kazanç vesileleridir. Faiz, Rüşvet, Kumar ve Karaborsacılık gibi yollar ise gayrimeşrudur ve haramdır.
Helalle haram arasındaki mesafenin daraldığı, istikametli bir hayatın güçleştiği zamanımızda, müslüman insanın çok dikkatli ve titiz hareket etmesi gerekir. İlahi bir emanet olan midesine haram ve şüpheli lokmanın girmemesine azami ölçüde dikkat gösterilmesi gerekmektedir. İnsanı harama çağıranların çok ve çeşitli olması, helale ve kanaat sahibi olmaya davet edenlerin de o nisbette az olması zamanımızın bir fitnesidir.
Bu fitneden uzak duranlar kurtulmuştur…
Sonuç olarak Rabbimiz ne diyorsa, müslümanım diyen herkes için kesin ölçüdür!
Bakın Rabbimiz ne diyor!?
Son söz:
“Ey iman edenler! içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz!”
Maide, 5/90
Mehmet Bozkurt, Eğitimci İlahiyatçı Araştırmacı Yazar