Dedim ya, bizim evimizde internet yok.
Haberimiz olmuyor öldürüldüğümüzden.
Haberimiz olmuyor bizimle ilgili yapılan pazarlıklardan.
Kanımızın petrole endeksli kurundan haberimiz olmuyor.
Çekilmiş hiç fotoğrafım yok. Ama internet denen yere benim fotoğrafımı koymuşlar.
Keşke kolum ve bacağım kopmadan çekilmiş fotoğrafım olsaydı da onu koysalardı. Ama yapacak birşey yok, zaten bizim evimizde internetimiz de yok.
Birde bizle ilgili gruplar filan açıyorlarmış internette.
Bize destek vermekmiş amaçları, bizim ölmememizi istiyorlarmış. Dün akşam bir füze evimize değilde, yanımızdaki arsaya düştü. Belkide onlar sayesinde kurtulduk o füzeden. Ne kadar sevindirici. Keşke bizimde internetimiz olsa da kurtarsak internet sayesinde kendimizi ölmekten. Ama olamazki…
Hatırlıyorum, bizim eskiden televizyonumuz vardı. Siyah beyazdı ama çalışırdı. Sonra… Sonra ne oldu ona… Ha şimdi hatırladım, dedem ve küçük kardeşim ayşenin füzeyle öldürüldüğü gün o da çatının altında kalmıştı. Bizim eskiden televizyonumuz vardı. Ama şimdi yok. Zaten olsa da seyretmem. Ayşe ile hep çizgi filme bakardık. O yokken seyredemem. Hem çizgi filme bakarken yine füze düşebilir çatımıza…
Ama başka yerlerde insanların televizyonları varmış. Hemde bir sürü kanal çekiyormuş, siyah beyaz da değil, renkliymiş üstelik… İşte o televizyonların kanallarında sadece çizgi filmler değil bizi de gösteriyorlarmış. Ayşe yaşasaydı çok sevinirdi. Televizyona çıkmak güzel bir şeydir herhalde. Ama keşke öteki insanlar beni kollarım ve bacaklarım varken seyretselerdi.
Bir de elbisem… elbiseliyken görselerdi… Aslında bayramda babam çok güzel bir bayramlık almıştı. Ama doktor amcalar kolumla bacağımı ölmeyim diye keserlerken onu da yırtmışlar… Her neyse, o televizyon kanallarında insanlar bizimle ilgili konuşuyorlarmış, kimileri bize çok kızıyorlarmış. Taş attığımız için bize kötü çocuklar diyorlarmış. Keşke orda olup onlara “onlarda bize füze attılar ama amca”, “Hem Ayşe ile dedemi de öldürdüler.” diyebilseydim, onlara kolumla bacağımı gösterirdim. Belki o zaman kızmazlardı, belki bana inanırlardı. Hem zaten bir daha taş atamamki… Bazı amcalarda füze atanlara kızıyorlarmış. Çocukları öldürüyorlar diyorlarmış… Onları seyreden başka insanlarda, bizimle ilgili konuşulurken çay içip çerez diye birşer yiyorlarmış evlerinde. Bizimle ilgili konuşmaları güzel birşey… Ama keşke onun yerine, o yediklerinden içtiklerinden gönderseler ya… Annem çok hasta yine. Bir haftadır yemek yemediğimiz için ölecek. Bir de çok üşüyoruz biz, eskiden evimiz vardı, elbisem de vardı. Şimdi yok… Nolur, eskide olsa giyecek birşeyler gönderseler ya… Gerçi; açız ama yesek de öleceğiz, yemesek de… Üşüyoruz, giysek de öleceğiz giymesek de…
Ölmememiz için yardım etseler ya!…
9 Ağustos 2014
0 Yorum
162 Görüntülenme
GAZZE ÇOCUKLARINA…
tarafından Haber Merkezi
“İnsanlar bizimle ilgili konuşuyorlarmış, kimileri bize çok kızıyorlarmış. Taş attığımız için bize kötü çocuklar diyorlarmış. Keşke orda olup onlara “onlarda bize füze attılar ama amca”, “Hem Ayşe ile dedemi de öldürdüler.” diyebilseydim, onlara kolumla bacağımı gösterirdim. Belki o zaman kızmazlardı, belki bana inanırlardı. Hem zaten bir daha taş atamamki…” Bizim evimizde internet yok. Zaten... Devamı
“İnsanlar bizimle ilgili konuşuyorlarmış, kimileri bize çok kızıyorlarmış. Taş attığımız için bize kötü çocuklar diyorlarmış. Keşke orda olup onlara “onlarda bize füze attılar ama amca”, “Hem Ayşe ile dedemi de öldürdüler.” diyebilseydim, onlara kolumla bacağımı gösterirdim. Belki o zaman kızmazlardı, belki bana inanırlardı. Hem zaten bir daha taş atamamki…”
Bizim evimizde internet yok. Zaten bilgisayarımızda olmadı hiç. Bilgisayarımız olsa bile, elektriklerimiz kesik. Elektriklerimiz olsa bile paramız yok. Paramız olsa bile birşey alamayız. Çünkü dükkanlar yok, çarşı kapalı. Açık olan yerlere ise füzeler, bombalar düşüyor.