Gazze’nin Çığlığı Arşı Titretiyor: İnsanlık Nerede Saklanıyor?
Gözlerimizi kapatsak da, kulaklarımızı tıkasak da Gazze’den yükselen feryatlar evrenin boşluğunda yankılanıyor. Çocukların cansız bedenleri, bir zamanlar umut dolu minik kalpleri taşıyan o masum varlıklar, şimdi kefen yerine naylon poşetlere sarılıyor. Hastaneler bombalanıyor, şifa bekleyen yaralılar enkaz altında can veriyor. Açlık bir hayalet gibi kol geziyor, çaresizlik umutların üzerine kara bir örtü seriyor. Gazze, 21. yüzyılın ortasında, gözümüzün önünde bir soykırıma mahkûm ediliyor. İnsanlık nerede saklanıyor? Vicdan hangi derin uykuya daldı?
Günlerdir, haftalardır, aylardır bombalar susmuyor. Uluslararası yasalar ayaklar altına alınıyor, savaşın bile bir ahlakı olduğu gerçeği yerle bir ediliyor. Bebeklerin çığlıkları, annelerin feryatları, babaların çaresiz bakışları sosyal medyada bir anlık bir üzüntüye dönüşüp kayboluyor mu? Yoksa bu görüntüler kalbimizde derin yaralar açıp, harekete geçmemiz için birer çığlık olmuyor mu?
Hastaneler sığınak olmaktan çıkıp hedef hâline geldiğinde, ambulanslar can taşıyamaz hâle geldiğinde, en temel insani yardım ulaştırılamaz olduğunda, dünya nasıl sessiz kalabilir? Açlıktan ölmek üzere olan çocuklar, susuzluktan dudakları çatlamış anneler, enkaz altında can veren babalar… Bu görüntüler sadece birer istatistik mi, yoksa insanlığımızın en acı sınavı mı?
Gazze sadece bir coğrafi bölge değil, insanlığın vicdanının aynasıdır. Orada yaşanan zulüm, sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın ortak acısıdır. Sessiz kalmak, bu zulme ortak olmaktır. Gözlerimizi kaçırmak, bu suça sessiz bir onay vermektir.
Artık kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir noktadayız. Sosyal medya paylaşımlarının ötesine geçmek, vicdanımızın sesini en güçlü şekilde haykırmak zorundayız. Uluslararası kurumları harekete geçmeye çağırmalı, hükümetlere baskı yapmalı, insani yardım kuruluşlarına destek olmalı ve en önemlisi, Gazze’deki kardeşlerimizin yalnız olmadığını hissettirmeliyiz.
Gazze’nin çığlığı arşı titretirken bizler sağır mı olacağız? O masum çocukların gözlerindeki korkuyu görmezden mi geleceğiz? O annelerin feryatlarını duymayacak mıyız? Tarih, bu sessizliğimizi affetmeyecektir. İnsanlık, bu utancı sonsuza dek taşıyacaktır.
Şimdi harekete geçme zamanı. Şimdi sesimizi yükseltme zamanı. Şimdi Gazze için, insanlık için, vicdanımız için ayağa kalkma zamanı. Aksi takdirde, o naylon poşetlere sarılan minik bedenlerin vebali, o bombalanan hastanelerin acısı, o açlığa ve çaresizliğe mahkûm edilen insanlığın feryadı yakamızı bırakmayacaktır.