HZ. AİŞE İLE HZ. PEYGAMBER (S.A.V) EVLENDİĞİNDE KAÇ YAŞINDAYDI!?
Hz. Aişe, Hz. Peygamber (s.a.v)’in dul olmayan tek eşidir. Hz. Ebu Bekir (r.a)’in kızıdır. Hz. Peyamber (s.a.v)’in kıymetli eşi olan Hz. Aişe, Hane-i Saadet’in en sevgili hanımefendisi olmuştur.
Hz. Aişe ile evlenmesinin bir çok yararı olmuştur. Bu evlilik, Hz. Ebu Bekir (r.a) ile akrabalık bağı kurarak onu ödüllendirmiş ve onun akrabalarıyla yakınlık sağlamıştır. Nitekim bu evlilik, Hz. Ebu Bekir (r.a) için hayatının en sevindirici olayı olmuştur. Hz. Ebu Bekir (r.a)’ın kabilesiyle olan düşmanlık, dostluğa dönüşmüştür.
Hz. Aişe, Hz. Peygamber (s.a.v) hayatta iken, hep yanında ve yakınında bulunmuş, sadakat sahibi ve sevgi dolu bir eş, vahyi ve Hz. Peygamber (s.a.v)’in Sünneti’ni tedris eden bir öğrenci olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.v), eşini çok sevmiş ve ona saygı duymuş, onun huzur ve mutluluğu için fedekarlıkta bulunmuş, sıkıntılı günlerinde Hz. Aişe annemizle teselli ve huzur bulmuştur.
İslam’ın kadınlar ve aile hayatıyla ilgili öyle prensipleri vardır ki, Hz. Peygamber (s.a.v) bunları açık açık anlatamıyordu. Bazı kadınlar da utandıklarından dolayı sorup öğrenemiyordu. Hz. Peygamber (s.a.v) bu konuları kadınlara açıklaması için ona genç, zeki bir eş ve yardımcı gerekiyordu. Nitekim tarih göstermektedir ki, Hz. Aişe bu görevi çok başarılı bir şekilde yapmıştır.
Hz. Aişe, Hz. Peygamber (s.a.v)’in diğer eşleri, yani mü’minlerin anneleri arasında en zeki ve en bilgin olanıdır. Hz. Aişe, babası Ebu Bekir (r.a)’in evinde iyi bir eğitim almasının ardından 9 yıl boyunca Hane-i Saadet’te Hz. Peygamber (s.a.v)in terbiyesinde yetişmesi onu müstesna kılan en önemli özelliği oldu. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v) irtihal ettiği zaman, Hz Aişe genç yaşına rağmen Kur’an ve Sünnet’i en iyi bilen sahabeler arasında yer alıyordu.
Hz Aişe, Hz. Peygamber (s.a.v) hayatta iken, kadınlara ve genel olarak bütün Müslümanlara öğretmenlik yaptığı gibi, Hz. Peygamber (s.a.v)’in vefatından sonra da 47 yıl gibi uzun bir süre daha bu görevi başarıyla yapmıştır.
Hz. Aişe’nin hayatı, Müslüman kadınlar için olması hasebiyle son derece ehemiyeti haizdir. Hz. Peygamber (s.a.v)’in kadın erkek bütün ümmetine örnek olması gibi, eşi Hz. Aişe de özellikle Müslüman kadınlar açısından örnek bir şahsiyettir. Her Müslüman kadın onun hayatında kendisi için nice örnekler ve dersler bulur. Çünkü hayatın bütün değişimleri onun hayatında tecelli etmiştir. Kızlık, eşlik, dulluk, sevinç ve keder, mutluluk ve müsibet gibi haller Hz. Aişe’nin hayatından örnek alınacak birer olay şeklinde görünür. Bu tertemiz hayat; ilmi, ameli ve ahlaki derslerle doludur. Bu itibarla Hz. Aişe’nin tarihi, temiz ve olgun kadınların aynasıdır. Müslüman kadın, gerçek hüviyetini bütün temizliği ve berraklığıyla o aynada görur.(1)
Babası Ebu Bekir bin Kuhafe, es-Sıddik lakabıyla tanındığı için kendisine Aişe es-Sıddıka binti’s Sıddik denilmiştir. Annesi Kinane kabilesinden Ümmü Ruman binti Amir bin Uveymir’dir. (2)
Hz. Aişe’nin çocukluk yıllarında İslam davası en sert ve en ağır safhalarıyla geçti. Müslümanlar o sırada iskence ve eziyetin en ağır türleriyle karşılaşmışlardır. (3)
İbn-i İshak, Hz. Ebu Bekir (r.a)’in davetiyle Müslüman olanları sıralarken, Hz. Aişe’nin de adını verir ve o sıralarda yaşının küçük olduğunu zikreder. Hz. Aişe’nin “aklım erdiğinden bu yana anne ve babam devamlı İslam dini üzere idiler” (4) sözünden kendisinin Hz. Peygamber (s.a.v)’e, Peygamberlik görevi verildikten çok önce doğduğu anlaşılmaktadır. Çocukluğu hakkında fazla bilgi yoktur. Hz. Peygamber (s.a.v) ile nikahı ve nikahlandığı zamanla ilgili rivayetler farklılık arz etmektedir. Ancak nikahın hicretten önce kıyıldığı ve hicretin 2. yılı Şevval ayında Hz. Peygamber (s.a.v) ile evlendiğine dair rivayetler yoğunluktadır.
Bu rivayetlerden bazılarını burada, konunun iyi anlaşılması için sunacağım.
Hz. Aişe, Hz. Peygamber s.a.v) ile evlendikten sonra üstün bir mevki ve önemli bir sorumluluk sahibi olmuştur. Peygamber hanımlarının mü’minlerin anneleri, yani Ümmühat’ül-Mü’minin olduklarını bildiren ve Hz. Peygamber (s.a.v)’den sonra başkalarının onlarla evlenmemeleri ilahi emirle yasaklandı.
Hz. Aişe, hanımları arasında Hz. Peygamber (s.a.v)’i en fazla kıskanan ve onun sevgisini kazanma yolunda en fazla mücadele edeni idi. Çünkü o, Hz. Peygamber (s.a.v)’in, Hz. Hatice’den sonra kalbini kendisine veren ilk kadındı. Ayrıca O, Hz. Peygamber (s.a.v)’in bakire olarak evlendiği tek kadındı. (5)
Beni Mustalik Gazvesi’den dönerken, düşürdüğü gerdanlığını aramak üzere geride kalması nedeniyle İfk hadisesi diye bilinen meşhur iftiraya maruz kaldı. (6)
Ve sonra ilahi emirle temiz olduğu hakkında müjdelendi. (7)
Son zamanlarda 6 yaşında bir çocuğun evlendirildiği, tacize maruz kaldığı iddiaları üzerine, bunu bahane ederek Hz. Peygamber (s.a.v)’in Hz. Aişe ile evliliği ile ilgili Hz. Peygamber (s.a.v)’e dil uzatanlar bilmelidir ki, yaptıkları iftira ve hayasızlıktır.
Hz. Aişe’nın Hz. Peygamber (s.a.v) ile 9 yaşındayken yaptığı evlilik iddiası; çağımızda İslam’a karşı getirilen eleştirilerin odağı haline gelmiştir. Bu evlilik Misyonerlere, Ateistlere ve bir kısım Oryantalistlere göre Müslümanların utanç (!) kaynağıdır.
İslam ülkelerinde yetişip çeşitli nedenlerle İslam’a düşman olmuş bazı insanlarda, her konuda olduğu gibi Batı’nın tavsiyesini çabucak kabul etmiş ve Hz. Peygamber (s.a.v)’i eleştirme, kınama ve hatta hakaret etme yolunu seçmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v)’e hakaret etmek (haşa!) için en önemli argüman olarak bu mübarek evlilik olmuştur. Avrupa’da yayınlanan ve Hz. Peygamber (s.a.v)’e hakaretler içeren karikatürlerde de bu mübarek evlilik konu edilmiştir.
Bu evliliğin savunulamaz olduğunu düşünen bazı Modernist din adamları ve dindarlar Hz. Aişe’in evlendiğinde yaşının 17-18 olduğunu savunmuşlardır.
Hz. Peygamber (s.a.v), Hz. Aişe ile evliliğine itiraz edip ona iftiralar düzenlerin hiçbir mantıklı ve bilimsel dayanakları yoktur. Bu eleştiriler tarihsel ya da bilimsel olmaktan çok, kendi Psikolojik sorunlarının dışa vurumudur.
İslam düşmanları Hz. Aişe’nin, Hz. Peygamber (s.a.v) ile evlenirken yaşı konusunda İslam’a ve Hz. Peygamber (s.a.v)’e saldırıyorlar.
Konu ile ilgili olarak Kur’an diyor ki:
“Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri (gözetip) deneyin! Onlarda yetişkinlik ▪︎
görürseniz hemen mallarını kendilerine verin! Büyüyecekler (de geri alacaklar) diye onları (yetimlerin mallarını) israf ile ve tez elden yemeyin! Zengin olan (veli, yetimin malına) tenezzül etmesin; fakir olan da (ihtiyacına) uygun olarak yesin!
Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman onlarla ilgili şahit bulundurun! Hesap görücü olarak Allah yeter.” (8)
Bu Ayetten açıkça anlaşılıyor ki, evlilik çağı, Rüşd yani yetişkinlik çağıdır. Ergenlik döneminde veya daha küçük yaşlarda evlilik kesinlikle Kur’an’dan destek alamaz.
Kur’an’ın ifadesiyle, evlilik çağı, Rüşd yani yetişkinlik çağıdır. Ergenlik döneminde veya daha küçük yaşlarda evlilik kesinlikle Kur’an’dan onay alamaz. Evliliğin gerçekleşebilmesi için nikah çağına gelmek, yani bülüğ çağına gelmek ve Rüşt olmaktır. Rüşt olma hali; doğru yolu bulma, akıllı davranma, akıl ve ruh bakımından olgunlaşma ve iyilikleri elde edebilecek olgunlukta olmadır. Anlaşılan Kur’an, evlilik çağı olarak kişilere büluğ ve fiziksel gelişim ile beraber Rüşd’ün de kazanılmasını zorunlu tutuyor.
Bu durumda Hz. Peygamber (s.a.v)’in, Hz. Aişe ile evlilik yaşının 9-12 olduğu düşüncesinin doğru olmadığı ortaya çıkmaktadır. Kaldı ki, şart olarak sunulan miras, para, mülkiyet gibi şeyleri yönetebilmesi bir eş, bir anne veya baba olabilmesi 9 veya 12 yaşındaki bir çocuk için düşünülemez!
Hz. Aişe’nin, Hz. Peygamber (s.a.v) ile evlendiğinde 9-12 yaşındaydı iftirasının bir diğer belgesi de Kütüb-i Sitte’de geçen bu konu ile ilgili bütün rivayetlerde ablası Esma’nın Hz. Aişe’den 10 yaş büyük olduğudur.
Hz. Aişe’nın ablası Esma 100 yaşındayken, hicretin 73. yılında vefat etmiştir. Hicret tarihinde 27 yaşındaydı. Hz. Ayşe, ablası Esma’dan 10 yaş küçük olduğuna göre, onun da hicret tarihinde, yani 622 tarihinde 17 yaşında olması gerekir. Hz. Aişe, Medine’ye hicretten bir süre sonra evlendiğine göre, 18-19 yaşlarındadır. Bu yaş ise çok sıcak olan bir bölge için son derece normal ve uygun bir yaştır. (9)
Tüm tarihi verilerde Esma, Nübüvet’ten 15 yıl önce doğmuş, Hz. Aişe 10 yıl küçük olduğuna göre, Hz. Aişe, Peygamberlikten 5 yıl önce doğmuştur. Hicret yılında Hz. Aişe 18, evlendiğinde de 19-20 yaş aralığındadır. Bugün dünya genelinde de 18 yaş Rüşd çağı olarak kabul edilmektedir.
Ayrıca bütün Kütüb-i Sitte Hadislerinde Hz. Aişe’nin, Hz. Peygamber (s.a.v)’den önce Cubeyir Bin Mut’im ile nişanlandığı, babası Hz. Ebu Bekir (s.a.v)’in İslam’a iman ederek Hz. Peygamber (s.a.v)’in yanında yer aldıktan sonra bu nişandan vazgeçtiğini bildirir. Yani Hz. Aişe, Hz. Peygamber (s.a.v) ile nikahından önce Rüşd’üne varmış bir genç kızdır.
Hz. Aişe, Hz. Peygamber (s.a.v) ile evlendiğinde en az 18, en fazla 21 yaşındadır.
Bu konuda Prof. Dr. Süleymam Ateş, Hz. Aişe’nin yaşı ile ilgili rivayetlerin, Hz. Aişe’nin özgeçmişini yazan tarihçilerin verdiği bilgilerle uyuşmadığını ifade etmektedır. Süleyman Ateş konu ile ilgili açıklamasında “Tarihçilerin ve Biblografların tespitine göre Hz. Aişe, Hz. Peygamber (s.a.v)’in kızı Hz. Fatıma’dan 5 yaş küçüktür. Hz. Fatıma, Peygamberlikten 5 yıl önce doğmuştur.” demek ki, Hz. Aişe Peygamberliğin başlangıc yılında doğmuştur. Hz. Peygamber (s.a.v), Peygamber olduktan itibaren 13 yıl Mekke’de kaldı. Hz. Peygamber hicret ettiği zaman, Hz. Aişe 13 yaşında olmalıdır. Hz. Peygamber Medine’ye hicretten sonra 2 yıl sonra Hz. Aişe ile evlendiğine göre (10) demek ki, evlendiği zaman Hz. Aişe en az 15 yaşında idi. Bu yaş da Arabistan gibi sıcak ülkelerde tam evlenme yaşıdır. Zaten evlenecek yaşta olmayan birisini Hz. Peygamber (s.a.v)’e önermezlerdi. Çünkü Hz. Aişe’yi direkt olarak Hz. Peygamber (s.a.v) istememiş, halası onu Hz. Peygamber (s.a.v)’e önermiş ve o da uygun görmüştür.
Bir başka rivayete göre de Hz. Aişe, Hz. Peygamber (s.a.v)’in kızı Hz. Fatıma ile yaşıttır. Hz. Fatıma’nın doğumunda babası Hz. Peygamber (s.a.v) 35 yaşında idi. Bu durumda Hz. Aişe evlendiğinde 20 yaşlarındadır. (11)
Geleneksel iddianin aksine, Hz. Aişe’nin doğumu, Nübüvvetten takriben 6 yıl öncedir. Yani 604 tarihinde doğdu. Hz. Aişe’nin, aşağıdaki Hadis’e göre doğum tarihinin Nübüvvetten 6-7 yıl önce olduğu kesinlik kazanmaktadır. “Ben henüz Mekke’de, sokakta oyun oynayan bir kız iken, Hz. Peygamber (s.a.v)’e Kamer suresi Ayeti nazil oldu. (12)
Kamer suresi, 614 tarihinde indiğine göre, Hz. Aişe’nin bu sureyi net hatırlamasından dolayı bu sırada 9 veya 10 yaşlarında olduğu tahmin edilmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v)’in bu isteğini, Hz. Aişe’nin babası Hz. Ebu Bekir (r.a)’e açtığı zaman, Hz. Ebu Bekir (r.a) ona şunu söylemiştir.
“Ben, Aişe’yi akrabamdan Mut’im’in oğlu Cübeyr’e söz verdim. Eğer onlar bu isteklerinden vazgeçerlerse, Aişe’nin sizinle evlenmesini ancak o zaman düşünebilirim.”
Mut’im’in ailesi, Müslüman olmamış bir aileydi. Hz. Peygamber (s.a.v)’e ve İslam’a karşı idiler. İslam öncesi dönemde kızını istedikleri Hz. Ebu Bekir (r.a), İslam’ın gelişi üzerine bu dine girmiş, Hz. Peygamber (s.a.v)’in yakın dostları arasında yer almıştı. Putperest kalmayı sürdüren Mut’im ailesinin hanımı, oğullarının Müslüman bir kız ile evlenmesine karşı çıkıyor, şöyle diyordu. “Bu Müslüman kız evime girerse oğlumu dininden eder. Buna izin veremem” Hz. Ebu Bekir (r.a)’in, putperest akrabasına kızını gelin olarak vermeyi kabulünün, onun İslam’a girişinden sonra olabileceğini kabul mümkün değildir. Hele hele o dönemde yaşanan baskı ve zulüm ortamını da göz önüne alırsak ki, Hz Ebu Bekir (r.a) de o baskılara maruz kalan Müslümanlardan biridir. Hz. Ebu Bekir (r.a) gibi bir Peygamber dostunun, kızını bir putperest aileye gelin göndermesi asla düşünülemez. O halde, Hz. Aişe ile ilgili verilen evlilik sözu, Hz. Ebu Bekir (r.a)’in Müslümanlığı kabulünden öncedir ve bu da gösteriyor ki, Hz Aişe, daha babası İslam’a girmeden, birileri tarafından gelin olarak istenecek bir yaştadır. Yani 610 tarihinde Hz. Aişe vardır ve evlendirilmesi konuşulmuştur. Hz. Ebu Bekir (r.a)’in ailesi, putperest akrabalarına İslam öncesi devirde verdikleri sözün geçersiz kılınması için, akrabası Mut’im’in bir adım atmasını beklemiştir. O adım, Mut’im ailesinin hanımı tarafından atılmış ve Hz Aişe’nin serbest kalması bu sayede gerçekleşmiştir.
Kısaca tarihsel belgeler gösteriyor ki, Hz Aişe, Hz Peygamber tarafından eş olarak istendiğinde, en az 15-16 yaşlarındadır. Bir diğer sahih bilgi ise, Hz Aişe’nin kendinden 10 yaş büyük olduğu kesin olan kız kardeşi Esma hicretten 73 yıl sonra 100 yaşlarında iken, ölmüştür. Esma, hicretten 73 yıl sonra 100-102 yaşlarında olduğuna göre, hicret sırasında 27-29 yaşlarındadır. Buna göre kedisinden 10 yaş küçük olan Hz. Aişe de hicret sırasında 18-19 yaşlarındadır. Hz. Aişe’nin, Hz. Peygamber ile nikahlanması, Hz. Peygamber (s.a.v) tarafından istenmesinden 3 yıl sonradır. Bu noktada ittifak vardır. O halde, Hz. Aişe’nin, Hz. Peygamber (s.a.v)’in evine eş olarak girdiği sırada 18-19 yaşlarında olması gerekiyor. Gerçek budur. Bu konu, Ömer Rıza Doğrul tarafından yıllar önce gündem yapılmış ve Batılı oryantalistlerce devamlı öne sürülen 9 yaş iftirasının, geleneksel Emevi din anlayışının asırlarca yaşatılan bir yalanı olduğu ispatlanmıştır.
Diğer bir ispat ise Araplarda bulunan bir gelenektir. Araplar, kız çocukları ilk hayizdan, yani adet görmelerinden itibaren yaş sayarlar. Yani Hz. Aişe 10 yaşında ilk defa hayiz gördüyse, 9 yaşında evlendi demek, 19 yaşında evlendi demektir. Yani 19 yaşındadır demektir.
▪︎ Kaynaklar:
1- Bedruddin Ez-Zerkeşi, “Hz. Aişe’nin Sahabe’ye Yönelttiği Eleştiriler” Trc. Bunyamin Erul, Kitabiyat, s. 25-26, Ankara-2000
2- Mustafa Fayda, TDV İslam Ansikopedisi, “Aişe” md. II/201
3- Muhammed Ali Kutub, “Mü’minlerin Anneleri, Peygamberimizin Hanımları” Trc. Tacettin Uzun, Uysal Yayınları, s. 98, Konya-1993
4- Sahih-i Buhari, “Kitabu Menkib’il-Ensar” Trc. Abdullah Feyzi Kocaer, Hüner Yayınları, s. 558, H. No: 1590, Konya-2004
5- Aişe Abdurrahman Bintü’ş-Şati, “Resulullah’in Annesi ve Hanımları” Trc. İsmail Kaya, Uysal Yayınları, s. 47, Konya-1992
6- Zerkeşi, age, s. 28
7- Nur, 24/11-22
8- Nisa, 4/6
9- Ali Himmet Berki, Osmam Keskioğlu, “Hatem’ül-Enbiya Hz. Muhammed ve Hayatı” s. 210
10- İbn-ı Hacer el-Askalani, “el-İsabe” 4/359
11- Reşit Haylamaz, “Aişe” s. 54
12- Buhari, Te’lif’il-Kur’an Bahsi c.1