İKLİM/DEPREM VE İNSAN
İklimler, depremler ve insanlar yörüngesinden kaymış durumda…
İklimler iklim gibi depremler deprem, insanlar insan gibi deÄŸil…
Bu üç unsurun ÅŸeceresinden hızla kaydığı zaman diliminden geçiyoruz sanki…
Son derece kaygı verici ve ürkütücü…
Ekolojik oluÅŸum ve sürecin sapması,insan oluÅŸum ve sürecinin sapmasıyla baÅŸbaÅŸa gidiyor…
Sapan insan paradoksal bir vaziyette, yine kendini aciz , çaresiz ve tüketmiÅŸ durumda bırakıyor…
Buna rağmen olağanüstü iklim değişikliği ve durdurak bilmeyen depremlerle yarışırcasına kalpazanlığa ranta ve fırsatçılığa devam ediyor.
Bu noktada iklimler ve depremler insan sapmasına tempo tutuyor sanki…
Her kalemdeki pahalılık durmak bilmiyor.
Malatya’da vasat evlerin kirası on bin TL den baÅŸlıyor ve enteresan ki, her deprem sonrası fiyatı artıyor.
Kış ve yaz kendi mevsimine inat ,deprem iklim örüntüsüne ayak uydurur vaziyette ve insan hinlik noktasında onlara ritim tutturmuş .
Gel gör ki her hinliÄŸi, aleyhine bir döngü oluÅŸturmuÅŸ; dönüp yine kendini vuruyor …
Depremden çıkardığı hüküm ve ders bu olsa gerek…
Şubattan bu yana olağanüstü soğuk /sıcak ve depremler hayatı felç etti .
İklim ve depremler nasıl bir son hazırlıyor bilemem lakin insanların yaşama gardı kırıldı, bezginlik ve yorgunluk hat safhada.
Son 6 ayı baz alarak maddi/ manevi çok acı kayıpları olan depremzedelerin depremlerle yarışır pahalılığa direnci nereye kadar gider bilemiyorum.
Devletin denetim mekanizması daha hangi elzem zaman ve şartlarda devreye girer onun da cahiliyim(!)
Kent daha çok parasal durumu iyi olanların göç ettiği, geriye kalan paralıların krizi ranta devşirmenin yüzü suyu hürmetine kaldığı,çoğunluğun her zamanki gibi garip gureba olduğu bir yere dönüştü.
Alt sekmentteki hizmet sektörü ve iÅŸleri mültecilere kalmış durumda…
Mültecilerin dışında kalan iÅŸ görücülerse ,minnetle yapıyor …
Anlayacağınız her türlü iÅŸinizi görmeniz ve ihtiyacınızı karşılamanız hem zor hem astronomik rakamlarla oluyor…
Gıdadan tutun, ev tadilatlarının her kademesi, karşınıza çıkan her yaÅŸamsal ihtiyaç resmen rant anlayışıyla yapılıyor…
Åžubat soÄŸuÄŸu, AÄŸustos ‘un yakıcılığı ve kendine eÅŸlik eden depremleriyle yol alırken; bozulan ekolojik dengenin mi? insanın mı ? daha çok deprem ve enkaz yaptığını düşündürüyor…
Zira iklim ve depremin karakterinin deÄŸiÅŸmesi ile insan karakterinin deÄŸiÅŸmesi at başı gidiyor…
Hiç de hayra alamet görünmüyor.
Ve geldiÄŸimiz noktada kısır döngü içerisinde bulunan her depremzede , yorgun bezgin ve tükenmiÅŸlik noktasında…
Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete…
Ne alametin ne kıyametin henüz farkında deÄŸiliz ve farkındalık için nasıl bir alameti farika bekliyoruz cidden bilemiyorum…
BildiÄŸim ve hissetiÄŸimse; üzgünüm…