KENDİNİ YAŞAMAK
İnsan kendisi olduğu, kendisini yaşadığı, kendisi gibi olmaya azmettiği zaman özgürdür.
Yani bir başkasının benliğine göre hayatını idame ettirmek, yahut bir başkasının yaşam tarzına göre zorla veya değil, bir entegrasyonu vücuda getirmek kişiyi kendisine yabancılaştırdığı gibi ; ait olduğu çevresinde de bir yabancılaştırmayı söz konusu yapar…
La Fontaine’in bu konuyla ilgili çok güzel bir masalı var:
Karga’nın biri; bir tavus kuşuna ait bir tüy bulup; vücuduna uydurur. Sonra kabara kabara gider, tavus kuşları sürüsüne katılır.. Birazda sohbet edeyim derken, kendine has sesiyle deşifre edilip, Tavus kuşları tarafından bütün tüyleri yolunur… Aynen bu misal gibi, kişi kendisi olmak yerine; başkası gibi bir yaşam içinde ise, o kişi özgürdür diyemeyiz.
Bir İlkokul, Orta veya lise, hatta üniversite okuyan bir öğrenciye, Namık Kemal’i, Mehmet Akif’i Tevfik Fikret’i ; bunlara ait eserleri sorun, size takır takır cevap verecekleri Şüphesiz. Yahut Battal Gazi’yi, Köroğlu’yu, Malkoçoğlu’nu sorun, eminim bileceklerdir. Peki aynı öğrencilerden, birde Derviş-i Abdi gibi kahramanlardan, Mela Ahmet Ceziri’den, Feqi Teyran’dan , Ahmet Xani’den, Memu Zinden, Zembifiroş’tan sorun ; bakalım kaçı bilecektir!
Ahmet Xani, Mela Ahmet Bati, yahut Ali Hariri ; Mevlana’dan, Yunus Emreden, Hacı Bektaş Veli’den daha mı az alimler? Belki üstünlük terazisine konulsa, Mela Ceziri ; Mevlanadan daha ağır gelecektir. Bediüzzaman mesela, zamanın kutbu denilmesi boşuna mıdır?
Melai’deki o şiirsel anlatım, o teşbih, o derin mana hangi yabancı şair ve filozoflarda var..!
Feqi Teyran’ın :
” Ey av û av, ey av û av
Ey su, ey su
Ma tu bi ‘işq û muhbetê
Sen de mi aşıksın, dertlisin?
Mewc û pêlan tavêy belav
Dalgaları etrafa savurur
Bê sekne û bê rahetê
Durmaksızın akar, mutsuz musun?
Bê dev û qîl û pal bibêj
Bunca sözü ağzın yokken söylersin
Hêdî bi lefzê hal bibêj
Artık yeter halimizden mi söz edersin
Ber ‘Mîm û Hê û Dal” bibêj
“Mim, He ve D”nin(1) yerine mi söylersin
Şerh û beyana kaxetê
Şu kağıdın yorum ve izahlarını
Ew reng divêt ava zelal
Böyle diyor şu berrak su
Buhrîn li min çend mah û sal
Geçti ömründen şunca ay ve yıl
Qet kes nekir ev reng sual
Hiç kimse sormadı bana bu soruları
Heta gêham vê sa’etî
Geldiğim şu ana kadar ” Kaynak: Fehim Işık.
Şiirdeki coşkuya, karşısında sanki biri varmış gibi akan sudan sual sormasına, sorulardaki derin manalara vakıf olup, hayran olmamak mümkün müdür!
Bugün hemen hemen herkesin bildiği , tiyatro veya sinemalarda oynatılan çoğu eserlerin yanında bir Zembilfiroş, bir Mem û Zin, bir Cembelî û Binevş destanı , daha mı az ilgiye değer..! Benzer nice böyle Kürtlere ait şaheserler vardır, bilemediğimiz..!
Bu hususta konuşulacak çok şey var ama; okuyucuyu daha fazla sıkmamak adına kısa kesmede yarar var sanırım