KUDÜS FATİHİ’NİN “DÜMDARI” NUREDDİN MAHMUD ( Kudüs Fatihi’nin Senaryosu ÇOK yanlış)
Nureddin Mahmud, Selçukluların meşhur atabeyi İmâmüddin Zengi’nin evlatlarından. Kendisi de, Büyük Selçuklular’ın Haleb Atabeyi. Haleb Atabeyluğinde hüküm süresi 1128-1146. İmâdüddin Zengî’nin vefatı sonrası iktidara gelen ise oğlu Melikü’s-Sâlih İmâdüddin İsmâil…
Kudüs Fethi’nin asıl zemin hazırlayıcısı Nureddin’dir; himayesinde büyüterek Kudüs fethinin aşkıyla yetiştirip fetih planları için Selahaddin’in şuurlanmasını sağlayan şahsiyettir. Tıpkı KANUNİ’nin Avrupa fetihlerine hazırlayan ve Doğuyu sağlama alanın babasi Yavuz olduğu gibi…
I. ve II. Haçlı seferleri arası Anadolu, Suriye ve Filistin.
I. İmâdüddin Zengî 1144’te Urfa’yı fethetti ve I. Haçlı seferi sonunda kurulan Urfa Kontluğu’na son verdi.
Bu zafer Haçlılara karşı kazanılmış ilk önemli başarıdır. Urfa’nın kaybedilmesi üzerine Avrupa ikinci bir Haçlı seferine hazırlanmıştır. Orta Çağ İslam dünyasının en parlak simalarından olan Nûreddin Mahmud Zengî, babasından devraldığı Haçlılar ile mücadelesinde ağabeyi ve Musul Atabeyi Seyfettin Gazi’yle ve 1148’de ağabeyinin ölümünden sonra yerine geçen küçük kardeşi Kudbeddin Mevdud’le birlikte hareket ederek, Haçlılara karşı İslam cephesini birleştirmiş, II. Haçlı seferinin etkisizleştirilmesine çalışmıştır.
Zengîlerin bu fedakarlıkları sonucu Haçlılar daha fazla ilerleme imkânı bulamayarak sahil şeridine sıkışıp kalmışlardır. Nûreddin, kısa süreliğine Haçlıların eline geçen Urfa’yı ani bir baskınla 1146’da tekrar fethetti, böylece Urfa Kontluğu’nu tekrar diriltme çabası başarısız oldu. Ertesi yıl da Artak ve civarını ele geçirdi. Seyfeddin Gazi ile birlikte Şam’ı kuşatan Haçlılar ile savaştı ve II. Haçlı seferinin başarısızlıkla sonuçlanmasını sağladı. Harim kalesini ele geçirdi, Haçlıları Yağra’da bozguna uğrattı. 1149’da Antakya Prensi Raymond’u Afrin Muharebesi’nde öldürdü.[1] Daha sonra Famiya kalesini zaptetti. Börilerin elinden Şam’ı aldı. 1153’te Yukarı Mezopotamya, Güneydoğu Anadolu ve Suriye’yi tek hakimiyet altında toplayarak sultanlığını ilan eden Nûreddin Mahmud’un prestiji Selçuklu hanedanı’nı gölgede bırakacak kadar arttı.
1152 yılında Urfa kontu II. Joselin’i esir adı ve Halep’te hapsetti. 1154 yılında Şam’a taarruz ederek Mucireddin Abak’in elinden Şam’ı aldı. 1156 yılında Kudüs Kralı III. Baudouin ile bir barış yaptı. Fakat Baudouin’in Türk ve Arap çadırlarına saldırması sonucu bu barış bozuldu. Şam yakınlarında cereyan eden muharebeleri Nûreddin kazandı ve Hristiyan esirleri Banyas’ta öldürülenlere karşılık kılıçtan geçirildi.
Nûreddin Mahmud daha sonra 1157’de Kudüs Kralı III. Baudouin’i yenilgiye uğrattı. 1158’de Haçlılara yenildiyse de onları 1164’te Harim’de ağır bir bozguna uğrattı.
Mahmud Zengî, Mısır’daki Fatımi Halifesi’nin kaypak tutumunun farkına varmış ve Esedüddin Şirkuh ve Şirkuh’un yeğeni Selahaddin Eyyubi’yi Mısır’a göndermiş ve Fatımilerin Haçlılarla işbirliğine girmelerinin önüne geçmiş ve dolayısıyla Mısır’ın Kudüs Krallığı’nın kontrolüne girmesinin önünü kapamış, bilahare İslam dünyasında ikiliğe sebep olan Fatımi Halifeliği’nin 1171’de yıkılmasını sağlayarak Selçukluların hayalinin yani İslam birliğinin gerçekleşmesine önayak olmuştur. Selahaddin Eyyubi, Nûreddin Zengî’nin ölümüne kadar Mısır’da naiplik yapmış ve O’nun emirleri dışına çıkmamıştır.
Tıpkı, Üstad’ın tesbitiyle “İmam-ı Ali (KV) her üç Halife-yi Raşidine (biatla) Şeyhülislamlık yaptığına göre onları kabul” ettiği realitesi gibi, Selahaddin de Nureddin’in fetih açısından kıymetini takdir etmiş demektir.