KUZEY IŞIKLARI
Rüzgar gülünün hikayesi,
Sessizliğin kendisi…
Yamaçlı yollar,
Her derdi bana sorar.
Sevmek ağır kaldı,
Uzayan ellerde.
Veda bu kadar ağırdı,
Yüreğimde…
Anımsamak…
En çok dağlara, yollara ağırdı.
Ya anımsanmak…
Hiç duyulmayacak bir fısıltı,
Batan güneş,
Rüzgarın hikayesini anlatırdı,
Bugün de…
Eskiden dağlar kadar yüceydi,
Hayallerim…
Şimdi yaşayan bir serseri.
Senin gibi…
Habersizce yaşamak,
Acılara tutunarak…
Yüreğime ağır geliyor,
Bu yollar, bu dağlar.
Ne geriye, ne ileriye hayallerim…
Senin elinde heba oldu ellerim.
Bekleyeceğim, o mektup gelinceye,
O güvercin göç edene kadar.
Sen yine de sayma günleri.
Ben saydım, hiç bitmedi.
Dün, Ali dayının kapısından geçen gölgeyi de,
Sen sandım.
Ama yanılmışım.
O çok güzeldi.
Bembeyaz…
Sen kirli bir güvercin olmalıydın.
Buradaki hiçbir güvercin kirli değil.
Göç etmiş olmalıydın.
Aldım haberini, demek isterdim.
Ama sen hiçbir arkadaşımı sevmedin ki Edith.
Arkadaşlarım habersiz,
Ben sensiz…
Anlayacağın seninle olmayan hikayemi,
Yalnızlık içinde tamamlayacağım.
Ellerimde şiirlerim,
Şehir şehir seni anlatacağım.
Kötüydü ama gülerdik diyeceğim.
Sevmeyi beceremedi.
Öyle zorladı ki kapıları,
Kitlemek zorunda kaldım diyeceğim.
Herkese senden bahsedecek,
Fakat en çok da senden uzak olacağım.
Beni seven,
Ama kendini sevemeyen Edith.
Yoksa nasıl bu kadar kirlenirdi,
O küçük masum güvercin.
Şimdi tüm güvercinler kirli benim için.
Islak yağmurlar, onları yıkayana kadar.
Sen şimdi yağmurları bekle,
Ben beklemeyeceğim seni.
Sen karabulutların esiri,
Ben güneşimi seven bir peri…
Ayrı kıtalarda…
Mevsimleri konuştururuz belki.
Ben kuzey ışıklarını seyrederken,
Sen oradan çoktan geçmiş olursun.
Hayatımız birbirine değmişti.
Şimdiki senaryomuz,
Değmeyecek olanı sahnelemek…
Bir an olsun aklına gelirsem,
Kuzey ışıklarını tut yüreğinde.
Ruhum orada olacak
Ve sen ruhuma dokunacaksın.
Bu duygu sana çok yabancı,
Oradan anlarsın,
Benden bir esinti geldiğini.
O zaman, zaman sana;
Şunu söyleyecek.
Gitti ve bitti.
Ağla…
Çünkü sen hep ağlattın.