Otizmli Yağmur Adam Raymond
Otizmli Yağmur Adam Raymond ve kardeşi Charlie (Çarli) arasında geçenlerin anlatıldığı Rain Man (Yağmur Adam) filmi…
Raymond ve Çarli iki kardeş…
Yağmur Adam Raymond uzun süre hastanede tedavi gördüğü için birbirlerini tanımazlar.
Çarli, toplumu temsil eden genç, yakışıklı, para kazanma hırsıyla dolu, araba ithalatıyla uğraşan biri…
Babasının ölüm haberini alınca, ondan kalacak mirası merak eder. Çünkü babasının tek mirasçısı olduğunu düşünür…
Cenaze töreninden sonra vasiyetname okunur.
Ona sadece 1949 model Buick (Buik) marka bir araba kaldığı için çok kızgın ve şaşkın…
Peki, babasından kalan üç milyon doların sahibi kim?
Bir akıl hastanesinin vakfına bırakılmıştır para…
Hemen hastaneye koşan Çarli, doktorla tartışır.
Raymond adında otistik bir abisinin var olduğunu ve orada yattığını öğrenir.
Raymond, babasının Buick (Buik) marka arabasını tanır, hemen direksiyona geçer.
Çarli onu direksiyon başında görünce şaşırır. Tanışırlar. Soyadları tutuyordur.
Doktora hastanın kim olduğunu sorar. Doktor “Ağabeyin Raymond” diye cevap verir.
Çarli, büyük bir şaşkınlık içinde, ağabeyinin hastalığı hakkında bilgi ister.
Raymond bir otistik…
Kendisini ve dış dünyayı algılamakta zorluk çeker, insanlarla normal bir ilişki kurmakta zorlanır, kendini soyutladığı bir dünyada, dış dünyanın farkına varmadan yaşar, kalıplaşmış alışkanlıkları var. Belli saatlerde yemek yeme, yatmak, uyumak gibi…
Dış dünyanın gerçekliğinden bir şey beklemeden kendi hayal dünyasında sözcükleri bir araya getirip rahat konuşamaz, bazı kelimeleri tekrar edip durur, daha çok cansız objelerle ilişki içinde, yüzü donuk, ne hissettiği yüzünden okunamaz, sanki bütün duygularını yitirmiş gibi…
Çarli, babasından kalan parayı kurtarmak için Raymond’u hastaneden kaçırır.
Ve onun otistik hastalara özgü bir özelliğini öğrenir.
Raymond, her türlü matematiksel işlemi hesap makinesi hızıyla rahatlıkla yapabilmekte ve yere düşmüş bir kibrit kutusundan kaç tane kibrit çöpü döküldüğünü ya da oyun kâğıtlarını sayabilmekte…
Ağabeyinin bu yeteneğini öğrenen Çarli sevinçten çılgına döner.
Arabayı Los Angeles’taki kumarhanelere sürer.
Orada kumar oynayacak, Raymond da kartları sayacak, böylelikle çok para kazanıp iflas etmekten kurtulacak…
Bu arada artık Raymond’a yakınlık hissetmeye başlar, onun ağabeyi olduğunun farkına varır, bir otistiği güldürmek epeyce zor bir iş olsa da onu güldürmeyi başarır.
Çocukluk zamanlarını konuşurlar, hatıralar canlanır.
Çocukluk anıları gözünün önüne gelir ve Çarli artık gerçek kimliğini sorgular, insani duyguları hafiften kıpırdar.
Uykudan uyanır gibi iç benliğine döner, kendisini feda ettiği bireysel güç ve para hırsından, menfaatler için çabalamaktan sıyrılır, vicdanı rahat bir nefes alır ve kendisiyle yeniden tanışır.
Raymond’u geri almak isteyen doktorun uzattığı çeki kabul etmez.
Artık ağabeyini parası için değil kardeşi olduğu için sevdiğini söyler.
İnsanın kendisini unutması en büyük hastalık…
Ölümü kendisine değil, başkasına yakıştırır ve kendini hep güçlü görmek ister.
Çünkü güvenebileceği yalnızca kendisi var…
Sanki herkes ölecek, o hep kalacak…
Bu büyük bir yanılgı…
Gerçekliğin farkına varmak ve “Herkes bir gün ölecektir” gerçeğini unutmamak gerekir.