SEN HİÇ ÜZÜLME

SEN HİÇ ÜZÜLME

Bu davayı vicdan potasından geçireli bir hayli zaman oldu…

Kotalar doldu…

Akli melikeler el pençe divan durdu, ıssız ve sessiz ama apansız ama amansız oldu…

Sen üzülme…

Var ya ben bu davayı yeneli bir hayli zaman oldu…

GeçmiÅŸim tüm eÅŸikleri…

Ara ara takılmışsa da çelmeler, kapaklanmadan gelmiÅŸim varışa…

Yara berelerim olmuş, birkaç çizik, bir iki morluk yüreğimde kalan.

Gel gör ki halel getirmemiÅŸim kutsal bayraÄŸa, dikmiÅŸim sancağına ak ve pak…

Hiç üzülme sen…

Acı mermileri saplanmışsa da yüreÄŸime, yol göstermiÅŸ rahmet yaÄŸmurları, sıkıştırmamış arafa…

Berrak, arı ve duru hakkını vermiÅŸ kararın…

Sa’yla geçmiÅŸ yıllarımda yüreÄŸi kıble bilmiÅŸim ve aÅŸkın mabedinde aÅŸkla  ibadet etmiÅŸim…

İki büklüm olmuÅŸ belim, secdeye varmış, gel gör ki hüküm; dingin ve emin verdiÄŸim selamla son halini almış…

 

Derh rüzgârları kadere gark eylemiÅŸse de paye paye, sessiz zira  gümbür gümbür gelen çığlığın muÅŸtusunu görmüşüm…

 

Baba evinden çıkan gelin kız misali ” hem gider hem aÄŸlarımın”  giderim kısmı düşmüş payıma.

Zira aÄŸlama parkurlarını geçeli bir hayli zaman oldu…

 

EmeÄŸin ve yaÅŸanmışlıkların tüm alengirliÄŸine inat, karar  çok  güçlü oldu, tokmağı vurdu…

 

Son kertede, baharın her türlü gelme yürekliliÄŸini üstlenmesi gibi üstlenmiÅŸim tüm ümitleri yeÅŸerecek bahçelere doÄŸru…

 

Zira hayat öznesini deÄŸiÅŸtirmeye her an ve her türlü muktedirdir…

 

Sen  yeter ki parkurları tamamlamış ol ; ak ve pak…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir