Bilgi Bilinç ve Özgürlüğe Adanmış Kadın Hypatia
Düşünme hakkını saklı tut…
Yanlış düşünmek bile hiç düşünmemekten iyidir…
Sözlerini söyleyen Hypatia…
Bilgi, bilinç, düşünce, felsefe, çaba, çile, çocukluk, masumiyet, barış, dostluk, ümit, sıcaklık, masum bir kızın güzel ve sevgili yüzü, irade, fedakârlık, temiz bakışlardaki pırıltılar ve insani aydınlık bir ruhu canlandırır.
İskenderiye’de doğmuş Yunanlı filozof, MS. 370-415 yılları arasında yaşar. Matematikçi ve astronom olan Hypatia, dönemin ünlü matematikçisi Theon‘un kızıdır.
İlk eğitimini babasından alır, ardından Atina‘da ve Roma’da eğitimine devam eder, daha sonra 400 yılında memleketine geri döner ve İskenderiye Kütüphanesi‘ndeki Platon Okulu’nda dersler verir.
Hepimiz kardeşiz…
Ne olursa olsun insanları bir araya getiren şeyler, onları ayıranlardan fazladır…
Sözlerini söyleyen Hypatia…
Gözlemlerini daha kolay yapabilmek için hidroskop ve sıvıların yoğunluğunu ölçmek için de hidrometre yapar.
Babasının ölümü üzerine onun yerini alır ve felsefe okulunun başına geçerek astronomi, tarih felsefe üzerine konuşmalar yapar, öğrencileriyle tartışır.
Şairler onun Platon’un ruhundan ve Afrodit’in güzelliğinden oluştuğunu söyler.
Raffaello’nun Atina Okulu adlı ünlü freskinde yer alan tek kadın…
Hypatia’nın çağdaşlarından olan kilise tarihçisi Sokrates Skolastikus (380-439), onun hakkında şunları yazar:
“İskenderiye’de filozof Theon’un kızlarından biri olan Hypatia adlı bir kadın yaşıyordu. Öylesine mükemmel bir eğitim almıştı ki dönemin bütün filozoflarını gölgede bırakmıştı. Onun astronomi ve geometri alanında pek çok çalışması olduğunu fakat bu çalışmaların tahrip edildiğini biliyoruz.”
Kimse senin gibi düşünmese bile doğru olduğuna inandığın şeyi yapmayı bırakma…
Her şeyi yeniden düşünmek…
Sözlerini söyleyen Hypatia…
Güzel olduğu için ona hayran olup âşık olanların içinde, öğrencilerinden yıllar sonra İskenderiye valisi olacak Orestes de vardı ve o, halkın önünde ona aşkını ilan edince…
Hypatia, Orestes’e bir ders vermeye karar verir. Ona (affedersiniz) âdet bezini vererek şunları söyler:
Senin asıl sevdiğin bu! Güzelliği güzellik olduğu için sevmiyorsun! Kalbini benden daha güzel bir şeye ver; müziğe…
Hypatia’ya göre birine bağlı olmak, bir diğer şeyden kopmayı ifade eder; istediğin şeyi düşünmek, söylemek ve üretmek için özgür kalmak gerekir.
Dönemin önde gelen siyasi figürleri Hypatia’nın öğrencisi olduğu için onlarla aralarında yakın bir bağ vardır. Onun bu siyasi figürler ile olan arkadaşlığı, Hıristiyanlar arasında gerginliğe sebep olur ve bu gerginlik zamanla düşmanlığa dönüşür.
Başpiskopos Cyril, Hypatia’nın bir cadı ve büyücü olduğunu, kara büyü ile ilgilendiğini ve onun yüzünden İskenderiye’nin lanetleneceğini söyler.
İncil’e eklediği şu sözler ile Hypatia’nın ölüm emrini verir:
“Kadın, sessizliği ve uysallığı öğrenmelidir. Kadının ne ders vermesine ne de erkeğin üzerinde yetki sahibi olmasına izin vermeyeceğim. Suskun olacak ve sessiz kalacaktır. Çünkü önce Âdem sonra Havva yaratılmıştır.”
Erken dönem Hıristiyan tarihçi Socrates Scholasticus, Hypatia’nın ölümünü şu şekilde anlatır:
“Kilisede okuyucu olan Petrus’un liderliğinde öfkeli bir grup ona komplo kurdu ve bir etkinlikten eve dönen Hypatia’ya sinsice saldırdı. Zor kullanarak onu tahtırevandan çıkarttılar ve yerde sürüyerek Kaisarion adıyla bilinen kiliseye götürdüler. Orada elbisesini soydular ve kırık cam parçalarıyla bedenini keserek onu parçaladılar, sonra kikaronda yaktılar.”
Sonuç olarak; bilim, düşünce, felsefe ve bunlara bağlı olarak özgürlüğü arayan Hypatia, günümüz dünyasına örnek olacak bir düşünür.
Düşünceyi eleştiriden uzaklaştırmak, anlaşılmayanı analiz etmekten korkup onları kısa yoldan kutsallaştırmak en büyük tehlike!
Nitekim düşünmeden uzak, zihne yapışıp kutsallaşan her şey anlaşılamadığı için zihinle onun arasına mesafe koymak gerekir.
Unutmayınız!
Düşünmek mesafe koymaktır…
(Not: Hypatia’nın hayat hikâyesinin anlatıldığı 2009 yapımı, 11 ödüllü “Agora” adlı filmi izlemeniz tavsiye edilir.)