GÜÇ İNANÇTA DIR
Panikatak: Geçirilmiş bulunan kötü bir olayın yeniden tekrarlanabileceği ; veya işlenen bir hatanın yahut hataların karşılığı ile ilgili muhtemelen görülebilecek yaptırımların endişe yoluyla insan iç yapısına korku şeklindeki bir yansımasıdır.
Bu öyle bir hastalıktır ki, buna müptela olan insanlar hiç bir şeyden zevk alamaz, hayatın her evresinde sıkıntı yaşar, her an kötü durumlarla karşı karşıya kalacaklarının korkularıyla baş başa kalırlar.
Bu tür insanlar standartların fevkinde bir yaşam sürdürme imkanlarına sahip olsalar bile, hiç bir şeyden zevk alamaz, sık sık geçirdikleri panik ataklarla, zaman zaman toplumdan izole bir yaşayış tercihine saplanıp kalırlar…
İşte bu içinden çıkılmaz zannedilen duruma çözümün yolu dinî öğretilerde geçtiği iki kere iki dört eder derecesinde bir katiyeti mevcuttur.
Mesela bir Kader olgusu..!
İmanın şartlarından biri olan bu konsept; tam da bu konuda bir ilaç konumunda varlığını ortaya koyuyor. Nasıl mı, şöyle ki; farzımahal gecenin bir vaktinde karanlık ve tenha bir yoldan evine gitmekte olan bir kişiyi hayal edin..!
Bu kişi kadere tam anlamıyla inanıyorsa, tedbirini alır, ” kaderimde ne varsa onu yaşarım” deyip hiç bir korku hissi duymadan yoluna devam eder. Ama bu kişi kadere inanmıyorsa, elinde dünyanın en etkili silahı olsa bile, içinde bulunduğu konjonktürle ilgili duyacağı hislerin menfi yönde seyiredeceği, gideceği hedefin mustarip bir yolcusu olacağı kesindir.