BOYUN EĞDİĞİN KADAR BAŞ KALDIR
Nedeni niçini dahi sorgulamaya cesaret edemeyen, yüze gelemeyen, ürkek, iki yüzlü kiÅŸiliksiz insanlar; bir taraf böyle…
Firavunlukla, despotlukla, nedeni niçini sorgulatmayan tanrıya oynayan insanlar, bir tarafta böyle…
Birinci grup, kişiliği olgunlaşamamış, yetersiz varlıklar, ikincisi örtbas etme cehdi veren kibir abidesi grupla temelde aynı kişiliğe sahipken , bazı güç argümanlarıyla ayrışmış sadece ..
Gel gör ki tüm tezgahlara raÄŸmen, hakikatin kendini muhafaza etme gibi bir huyu var; er veya geç çıkar mahzeninden …
Ak ve karayı ayırır elbet…
Sümen altı edilebilir mi ? Sa’yla geçmiÅŸ bir yaÅŸam?
Galebe çalabilir mi ?
Asil bir yüreÄŸe ezik bir çaba…
Ve susanlar; onlar kendilerine mahcup, kendilerine suçlu ve dahi tüm ağırlığıyla kendi vicdanlarına hapis olmuÅŸlar ve yerle yeksan; hakkaniyet gereÄŸi…
Gel gör ki bunlar nafile çaba…
İlmek ilmek dokunan tüm emeÄŸe ve iÅŸlenen tüm güzelliÄŸe raÄŸmen; insafsız hüküm, hakkın karşısında zayi olur elbet…
Yalancı ve rantçı, alabildiÄŸine yobaz, alabildiÄŸine bencil, alabildiÄŸine insafsız iÅŸleyen süreç; varır bir gün menzile tüm hakkaniyetiyle elbet…
Çarpar paçavra gibi yüzlere, kızartır, morartırcasına, mühletlerin bittiÄŸi noktada; ahların rövanşını alır ve iliklere kadar hissedersin hakkın ruhunu elbet…
Acının peygamberi Buda misali, acılar var oluÅŸu daha da ağırlaÅŸtırıyorsa da, ruhun yüksek daÄŸlarından ve geniÅŸ sahralarından miraca yükselenler var elbet…
Sessiz ve gösteriÅŸsiz kutsi bir yol alış…
Beynin örsüne çekiçle vuran darbelere inat , yaÅŸamın kahpe ve karanlık ruhuna deÄŸmeden,apaydın bilinç ve zihinle, apaydın yolları bulanlar var elbet…
ZAMANI,MEKANI VE KOTAYI KOLLAYAN ASİ BİLİNÇ; BOYUN EĞDİĞİN KADAR BAŞ KALDIR YETER