SÜRÜCÜLER VE KURALLAR
Ulaşım ihtiyacı, artan nüfus ve teknolojik gelişmeler sonucunda karmaşık bir hâl almıştır. Bu karmaşayı gidermek için trafik kuralları oluşturulmuştur. Uzun deneyimler ve bilimsel çalışmalar sonucunda oluşturulan trafik kuralları, ulaşımın düzenli ve güvenli bir şekilde devam edebilmesi içindir. Bunlarla birlikte trafikte, bir sürücünün uyması gereken saygı ve hoşgörü gibi yazılı olmayan kurallar da vardır.
1. Ne Kadar İyi Sürücüyüz?
Bir kişinin araç kullanma becerisinin çok iyi olması, o kişinin karayolunda araç sürmesi için yeterli değildir. Kanunlarımız, sürücü belgesi olmadan kişilerin karayolunda araç kullanmalarını yasaklamıştır. Hatta bir kişinin, sürücü kursuna gidiyor olsa dahi kursunu tamamlayıp sertifikasını sürücü belgesine dönüştürmeden karayoluna çıkması yasaktır. Sürücü belgesi olmayan kişiye aracını kullandıran şahıs da hukuki olarak sorumludur.
Unutulmamalıdır ki önemsiz gibi görünen bir trafik kuralının bile ihlal edilmesi hâlinde çok ağır sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Kaldı ki sürücü belgesi olmadan, kamuya açık karayollarında araç kullanımına izin verilmesi gibi bir ihmale kesinlikle göz yumulmaması gerekir.
Sürücü belgesi, teorik ve pratik eğitimleri kapsayan ve bu eğitimlerin sonunda sınavlardan ve sağlık kontrollerinden geçtikten sonra bu belgeyi almaya hak kazanan kişilere verilir. Araç kullanmak, sadece gaza basıp gitmek veya frene basıp durmak değildir. Aracın hızını ayarlayabilmek, öndeki araçla takip mesafesini koruyabilmek, kurallara uyma olgunluğuna sahip olmak gibi birtakım yeterlilikler ön plana çıkar. Dolayısıyla sürücü belgesine sahip olmayan biri hem kendini hem de başkalarını riske atmaktadır.
2. Güvenli Sürüş ve Araç Bakımı
“Güvenli Sürüş”, her şartta trafik kazalarını önlemek, sürücü ve yolcuları gideceği yere salimen ulaşmasını sağlamak, tehlike oluşturacak durumlara girmeden, tehlikesiz bir sürüş gerçekleştirmektir.
Trafikte güvenli sürüş için konulan her kural başlı başına önem arz eder. Bunların ihlali ise telafi edilemez yaralar açabilir. Trafiğe çıkan bir sürücü, aracının periyodik bakımı ve muayenesinin tam olduğundan emin olmalıdır. Sürüş esnasında ise bütün trafik kuralları ve yasaklarına uymalıdır.
Bütün bunların yanı sıra sürücü, kendi sağlığına da dikkat etmelidir. Hasta, hâlsiz veya uykusuzken direksiyon başına geçmemeli, yorgunken de iyice dinlenmeden yola çıkmamalıdır. Uyarıcı veya uyuşturucu etkisi olan ilaçlar kesinlikle kullanılmamalıdır çünkü bu ilaçlar sürücünün, güvenli bir sürüş için gereken kabiliyetlerini kısmen veya tamamen yitirmesine yol açar. Aracın periyodik bakımlarının yapılması da hayati öneme sahiptir. Fren sistemi, lastiklerin diş derinliği, sileceklerin bakımlı ve aracın çalışır durumda olması, ışık ve elektrik aksamı, aynalar, ısıtma ve havalandırma sistemi gibi pek çok unsurun düzgün çalışıyor olması, ihmale gelmeyecek noktalardır. Bu hususları önemsemek güvenli bir trafik ortamının oluşması için gereklidir. Unutulmamalıdır ki ihmalkârlığın sonuçları her zaman ağır olmuştur. Hem kendini hem de başkalarının hayatını düşünmeli, vicdani sorumluluk yerine getirilmelidir. İyi bir sürücü, işini asla ve asla şansa bırakmamalıdır.
3. Sürücülük ve Dikkat!
Trafik kazalarının meydana gelmesinin başlıca nedenlerinden biri de dikkatsizliktir. Başka bir ifadeyle dikkatin sürüş dışında başka şeylere verilmesidir. Oysaki bir sürücü seyir esnasında sadece yolu izlemeli; bütün dikkatini yola, aynalara, diğer taşıtlara ve yayalara yöneltmelidir.
Hayatın her alanında olduğu gibi trafikte de panik ve telaşla hareket etmek sürücüyü olumsuz etkileyip hata yapma olasılığını artırır.
4. Cep Telefonu Kullanma ve Kaza Riski
Araç kullanırken cep telefonuyla arama yapmak, çalan telefona cevap vermek, numara çevirmek ve mesaj yazmak gibi davranışlar sürücünün dikkatinin dağılmasına, konsantrasyonunun bozulmasına neden olur.
Aracın güvenli bir biçimde yol alması her şeyden önce sürücünün sorumluluğu altındadır. Bu nedenle bütün sürücüler aracı kontrol etmeyi öğrenerek kaza riskini azaltmaya yönelik önlemler alabilirler. Telefonla konuşan bir sürücünün çevresindeki tehlikeli durumların birçoğunu fark edemediği görülmüştür.
Cep telefonunun kullanımı yalnızca numara çevirirken ya da konuşurken değil, telefon beklerken ve görüşme bittikten sonraki süre içinde bile kaza riskini arttırıcı bir etki yapmaktadır.
Birçok araştırmada doğrulanan diğer bir bulgu ise ele alınmadan konuşmaya imkân veren sistemlerin kullanılması durumunda kaza yapma riskinin hâlâ mevcut olduğudur çünkü sürücü için dikkat dağıtıcı olan telefonun fiziksel özellikleriyle beraber konuşmanın yoğunluğudur.
Araştırmalarda sıkça rastlanan bir başka bulgu ise sürücülerin cep telefonu kullanırken hızlarını azaltmalarıdır. Bir anlamda sürücüler yavaş hızda aracın daha kolay kontrol edileceğinden hareketle olabilecek hataları telafi etmeye çalışmaktadırlar ancak bu daha önce belirtilen tehlikeleri ortadan kaldırmak için yeterli olmamaktadır çünkü cep telefonu kullanan sürücülerin, tehlikeli bir durumda tepki verme süreleri uzamaktadır.
Sürücünün deneyimli olması veya cep telefonu kullanmaya alışkın olması da riski azaltmaya yetmemektedir. Deneyimli olan sürücülerin de telefon kullandıkları esnada iki üç kat daha fazla hata yaptıkları gözlemlenmiştir.
Son yıllarda yapılan araştırmalar cep telefonu kullanımının, kişiyi fiziksel olarak meşgul etmesinden çok, artan zihinsel faaliyet ve buna bağlı olarak dikkatin dağılması, konsantrasyonun bozulması nedeniyle kaza riskini arttırdığına işaret etmektedir.
5. Araçları Değil Kuralları Yakından Takip Edin
Karayollarında meydana gelen trafik kazalarının nedenlerinden biri de takip mesafesine dikkat edilmemesidir. Öndeki araçla arada güvenli bir takip mesafesi bırakılmazsa kaza olasılığı yüksektir. Bu mesafeye dikkat edilmediği takdirde öndeki aracın herhangi bir sebeple aniden yavaşlaması, fren veya dönüş yapması sonucunda kaza kaçınılmaz olacaktır.
Güvenli takip mesafesi, önde seyreden araçla arada olması gereken mesafeyi ifade eder. Bu mesafe de yaklaşık aracın kilometre hızının metre olarak yarısı kadar demektir.
Sonuç
Trafik kuralları, sürücülerin ve yayaların uymaları gereken kurallar bütünüdür. Bu kurallara uyulmaması sonucu meydana gelen kazalar, artık büyük bir sorun hâlini almıştır. Kurallara uyumun sağlanması için trafikteki denetim faaliyetlerinin ve trafik eğitimi çalışmalarının artırılması esastır.
Ayrıca eğitimlerin medya kampanyaları aracılığıyla desteklenmesi, trafik kurallarına uyulmamasının doğuracağı kötü sonuçların topluma sunulması, bu konuda ölüm ve yaralanmaların azaltılmasıyla sağlanacak başarıyı önemli ölçüde artıracaktır. Bu sorunla mücadelede karar ve uygulama mekanizmalarına, sivil toplum kuruluşlarının da etkin katılımları önemli ölçüde başarıyı arttıracağı kaçınılmazdır.