ELİF GİBİ OLMAK
Hurufat’ın cümlesine büründüm
Vav’da karar kıldım y’de süründüm
Bazen dala döndüm, vav’da göründüm
Elif dedim olamadım ne yazık
Bir de vardım âşıkların barına
Yanar olmuş hepsi aşkın narına
Vur dediler hele aşkın tarına
Ele aldım çalamadım ne yazık
Bir dem Arif meclisinde duruldum.
Yedi nesil, bin atadan soruldum
Elifbayı çözemeden yoruldum
Beni bu sırrı bilmedim ne yazık.
Kur’an’ın ilk harfidir ‘Elif… Özeldir. Allah isminin başında, kendisine tahsis edilen makamda yer almıştır. Dimdik duruşuyla diğer harflerden ayrı bir konuma sahiptir. Harflerin evvelidir, Herhangi bir harfle bitişik yazılmaz, eğrilmez, bükülmez, dimdik ve vakur bir duruş sergiler. Pervasızdır. Zulme, adaletsizliğe, eşitsizliğe, teröre, şiddete asla bir eğilmesi ne görülmüş, ne de duyulmuştur. Yalın ve pürüzsüz dür; tıpkı kılıç gibi… Kınından çıkmayagörsün; hakkı, adaleti uygulatır, ehil hâkimlerin elinde, hakkında hükmü kesin olanın boynunu kıldan ince yapar.
Hazım edilmesi güçtür. Ok gibi saplanıp, can acıtır bazen. Yalancının, düzenbazın, madrabazın bölücünün, rüşvetle iş bitirenin amansız bir düşmanıdır. Her halükarda boyun bükmez, nokta kadar çıkar için virgül gibi eğilmez.
Sevenleri kadar; sevmeyenleri de çoktur Elif’in… Bazen yoludur, menzile gidecek yolcunun…
Şiirlerinde, boyunu, endamını ona benzettiği için, bir methiyesidir aşığın, maşukuna…
Bazen bir ozanın tellerinde dökülen nağmelerde boy gösterir mesela… Karacaoğlan’ın dediği gibi:
‘ İncecikten bir kar yağar
Tozar elif elif diye
Deli gönül abdal olmuş
Gezer elif elif diye’ Burada ustaca yazılmış teşbihi fark etmişsiniz sanırım.
İkinci mısradaki kar’ın, havadan yere düz çizgi gibi inmesi ile son mısradaki yol kelimesinin elife benzetilmesi sizce çarpıcı değil mi?
Yaşadığımız sürece, elif gibi olmak gerekir asıl olan… O halde mümkün mertebe elif olmaya gayret edelim…