“Liderlik Makam değil Emanettir
Devletleri yönetenler, madem kendilerini halkın hizmetinde görüp bu yönde söylemlerde bulunurlar; o hâlde bu teorilerini pratiğe dökerek taçlandırmaları gerekir.
Çünkü söz, eğer amelle buluşmazsa, sadece rüzgârda savrulan bir yankıdır.
Gerçek liderlik, nutukta değil; vicdanda, adalette, merhamette tecelli eder.
Bir liderin fikriyatında asla şahsi çıkarlar yer almamalıdır.
Onun tüm düşünceleri, idealleri ve emelleri, milletin menfaati ekseninde intişar etmelidir.
Zira makam, kişisel ihtirasların tatmin yeri değil; milletin yükünü omuzlama makamıdır.
Lider, halkına tepeden bakan bir hâkim değil; gönülden kucaklayan bir baba olmalıdır.
Herkese aynı mesafede, aynı şefkatle, aynı adaletle davranmalıdır.
Bir babanın evlatlarına kol kanat germesi gibi, o da milletine karşı merhametle yaklaşmalıdır.
Zenginle fakiri, şehirliyi köylüyü, gençle ihtiyarı bir terazide tartmalıdır: adalet terazisinde.
Gerçek bir lider, ülkesini muasır medeniyetler arasında zirveye taşımak için var gücüyle çalışır.
Kendine değil, milletine yatırım yapar.
İktidarını korumak için değil, halkının itibarını yüceltmek için mücadele eder.
Çünkü bilir ki, bir milletin yüceliği, başındaki liderin tevazusuyla ölçülür.
Tarihe baktığımızda, bu anlayışın en mümtaz örneklerinden biri hiç şüphesiz Hz. Ömer’dir.
Halifelik teklif edildiğinde tereddüt etmiş, gözleri dolarak şöyle demiştir:
> “Bir keçi bile kaybolsa, bunun hesabını Allah’a veremem.”
Bu söz, liderliğin hakikatini özetler:
Yönetmek, hükmetmek değil; hesaba hazır olmaktır.
Devleti yönetmek, ateşten bir gömlek giymektir.
Bu gömlek, makamla değil, mesuliyetle bezenmiştir.
Ve bu gömleği hakkıyla taşıyabilenler, tarih sahnesinden silinmezler.
Bugün de aynı ölçü geçerlidir.
Bir lider, ne kadar bilge, ne kadar kararlı olursa olsun; eğer adalet duygusunu kaybederse, o ülke karanlığa mahkûmdur.
Ama eğer kalbinde milletin sevgisini, dilinde adaletin sesini taşırsa —
işte o zaman tarih onu sadece bir yönetici olarak değil, bir rehber, bir iz bırakıcı olarak yâd eder.
Son söz şudur:
Liderlik bir makam değil, emanettir.
Ve her emanetin hesabı, mutlaka sorulur.




