Yazımın başlığından da anlaşılacağı gibi bu haftaki yazımı 2014-2015 eğitim-öğretim yılının ikinci dönemine ayırdım.
Öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin on beş günlük ara tatili sona erdi. İlçemizde yaklaşık otuz yedi bin öğrenci ders başı yaptı.
Yeni eğitim-öğretim dönemi değerli meslektaşlarıma ve sevgili öğrencilerimize hayırlı olsun.
İkinci döneme çok güzel haberlerle başladık. 2015-Şubat ilk atama döneminde ilçemize 275 civarında yeni öğretmen atandı.
Yaptığım kişisel araştırmalara göre bu atamalar ile ilçemizde; okul öncesi, İngilizce, Matematik, Fen ve Teknoloji, Sosyal Bilgiler ve Türkçe branşlarında öğretmen açığı kalmadı.
İnşallah önümüzdeki atama döneminde de yeterli sayıda sınıf öğretmenliği branşında atama yapılarak öğretmen açığı sorunumuz halledilmiş olur.
Dileğim ilçemizin öğretmen kadrosu eksiklik olmadan yoluna devam eder ve öğrencilerimiz TEOG, YGS ve LYS sınavlarında üstün başarılar elde ederler.
İlçemize yeni atanan eğitim ordumuzun yeni neferlerine ilçemize ”hoş geldiniz” der; meslek yaşamlarında başarılar dilerim.
Yeni atanan değerli eğitim emekçisi arkadaşlarıma nacizâne bazı önerilerim olacak…
Mesleğinizi severek yapın, çocukları sevin, sevginizi öğrencilerinize eşit dağıtın.
Sorunlu öğrencilere daha çok zaman ayırın. Onları kazanmak en büyük kazançtır.
Öğrencileriniz arasında dil, din, ırk, renk ve maddi durum ayrımı yapmayınız.
Unutmayınız ki öğretmenlik değeri sonradan anlaşılan bir meslektir.
Değerli meslektaşlarım;
Sizler; Şirin’e ulaşmak isteyen Ferhat gibi dağları delerek YGS, LYS, KPSS canavarlarını yenerek bu yerlere geldiniz. Kendi geleceğinizi kurtardınız, aileniz ve ülkeniz sizlerden çok şeyler beklemektedir.
Burada biz eğitim yöneticilerini rahatsız eden güncel bir konuya değinmek istiyorum.
Daha önceleri batıda çalışan ve bu günlerde ilçemizde yerleştirilmek istenen bir yanlış uygulamadan bahsetmek istiyorum.
Bazı branş öğretmeni arkadaşlarımız ders proğramlarını; maaş karşılığı olan on beş saate indirgeyerek haftanın üç gününe sığdırıp bir -iki günü boşaltma eğiliminde olduklarını duyuyoruz.
Değerli arkadaşlarım;
Bizler her şeyden önce devlet memuruyuz. Devletten aylık maaş almaktayız. Ayrıca ek ders ücreti almaktayız. Haftanın dört gününü memleketinde geçirip, haftanın üç günü ”lejyoner” asker misali çalışıyor olmak bir öğretmene yakışmaz.
Unutmayalım ki yıllardır bizleri okullarında okutan devlete, ödediği vergilerle bu devleti ayakta tutan halkımıza karşı sorumluluklarımız vardır.
Her yazımda belirttiğim gibi ülkemizin , bölgemizin ve özellikle ilçemizin yoksulluktan, gericilikten, töre cinayetlerinden, feodalizmden kurtulması ancak ve ancak eğitimle mümkündür.
Halkımızın ulaşacağı aydınlık yarınlarda bir parça ışık da sizlerden olsun…