EKONOMİ GERÇEĞİ VE URFA’DA OKUMAK
Dün (14.07.2024 Pazar) milyonlarca insan Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS)’na girdi. Tek hedefleri ileride kamu personeli olmak ve geleceklerini garanti altına almak. Son yayımlanan tasarruf paketi ile aslında artık memur alımlarının eskisi gibi fazla olmayacağı duyuruldu ne yazık ki (Eskiden de istenilen seviyede değildi). Dahası bu karar KPSS için ailelerin yemesinden içmesinden kısarak çocukları için bir bütçe ayırmaya çalışması ile gençlerin binlerce lira harcayarak dershaneye gittiği veya kaynak alarak hazırlandığı sezonun ortasında alındı. Burası Türkiye ve bu ülkede sizin ileride ne olacağınız veya başınıza ne geleceği kesinlikle belli olmayan bir memleket. Çünkü dönem başında bir hedefiniz var ve bu hedef için ekonomik krize rağmen bir bütçe ayırarak sınava hazırlanıyorsunuz, uykusuz geçen geceler, arkadaşlardan veya sosyal hayatınızdan ödün vererek harcadığınız emeğinizin karşılığında dönem ortasında alınan bir kararla, dahası “ben yaptım oldu” anlayışı ile tüm bunlar yok sayılıyor. Bir birey olarak ve bu ülkenin genç beyinleri, geleceği olan sizlerin hiçbir kıymetinizin olmadığı, söz hakkınızın yok sayılması ile merkezden alınan bir kararla memur alımlarının çok az olacağı dile getiriliyor. Ekonominin içinde bulunduğu durum ortada. Madem bu kararı alacaktınız neden dönem başında yapmadınız? Karar alıcıların aldığı en ufak bir kararın ülkenin geleceğinde ileride ne gibi sonuçlar doğuracağını hesap etmeleri gerekmez mi? Bu insanlara yazık günah değil mi? Ama tüm bunların bir kıymetinin olacağını zannetmiyorum.
Bu durum konunun apayrı bir yönünü ifade ediyor, daha doğrusu ulusal boyutu. Bir de yerelde çekilen sıkıntılar var. Dün gerçekleştirilen sınavın sabah ve öğleden sonraki oturumlarına ben de girdim. Girdiğim okul Urfa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin 2. Kat 13 No’lu salonu idi. Malumunuz Şanlıurfa’da havalar özellikle bu ayda çok sıcak oluyor. Böyle bir ayda yapılan sınavda adı geçen okuldaki ilgili salonda klima çalışmıyordu. Bir de sabah oturumunda salon güneş alıyordu. Sınavda neredeyse cehennemi yaşadık diyebilirim. Bir ara artık sıcaktan dolayı bayılacak gibi oldum. Öğleden sonraki oturumda sıcaklık daha da arttı ve ter içinde kaldık. Sınıftaki tüm öğrenciler daha sınıfa girer girmez durumu anlayınca salon görevlisine rahatsızlıklarını dile getirdi ancak yapacakları bir şeyin olmadığı, okul sorumlularına durumu ilettiklerini belirttiler. Ancak herhangi bir gelişme olmadı ve öğleden sonraki oturumda üstümüz başımız ter içinde kaldık. Sınava odaklanmada çok zorlandık. Okul idaresi daha aylar öncesinde burada sınav olacağını bilmesine rağmen neden önlem almadı diye sormak en tabii hakkımız. Sonra aklınıza “burası Urfa herşey normaldir” düşüncesi ile karşı karşıya kalıyorsunuz.
Bunu hemen hemen herkes bilir ki, Urfa’da benzer sorunlar her zaman yaşanır. Üstüne üstlük haksız olan siz olursunuz. Karşılaştığınız ilk cümle de “yapacak bir şey yok” olduğudur. Bu da aslında ortaya çıkan sorumsuzluğu göstermektedir. Urfa’da çok ciddi bir şekilde zihniyet değişikliğine, idareci değişikliğine ve liyakatli kadroların işbaşı yapmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Kamu kurumları ile bir sorun yaşadığınızda muhatap bulmanız çok zor. Bulsanız bile belirttiğimiz cümle ile karşılaşıyorsunuz. Şimdi sormak lazım; “Dünkü sınavda yaşanan olumsuzluklardan dolayı sınava odaklanamayan ve belki de 2 yılları çöpe gidecek insanların hakkını kim verecek? Bu tür sınavlarda bir dakikanın bile hayati önem arz ettiği bir durumda odaklanma sorunu yüzünden zamanı yetiştiremeyen ve dolayısıyla istediği netleri gerçekleştiremeyen insanların hakkını kim ödeyecek?” Kendi sorduğum sorulara yine kendim cevap vereyim: Yapacak bir şey yok.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de ilçe dolmuşları sorunu ortaya çıktı. Sınavın olacağı belli olmasına rağmen akşam üzeri Şanlıurfa-Suruç ulaşım hattında sorun yaşadık. Normalde 10 dakikada bir kalkması gereken dolmuşlar akşama doğru neredeyse yarım saatte bir geldiler. Üstelik tam akşam vakti gerekirse ek sefer yapması gerekirken milletin yaşadığı ulaşım sıkıntısı yanlarına kaldı. Durakta 30 kişi olmasına rağmen her seferinde bir dolmuş geldi ve gelen dolmuşun da neredeyse 1/3’i doluydu. Bu arada tabi sürekli ilçeye gelecek vatandaşlar durağa doğru gelmeye devam ediyordu. Durumu ilettiğim bir minibüs şoförü bana “Hergün biz sizi bekliyoruz, bugün de siz bekleyin ne olmuş?” diyerek güya haklı olmaya çalıştı. Ulaştığım Suruç Birlik Başkanı sağolsun dolmuş sürücülerini arayarak duruma müdahale ettiğini ifade etti. Kendisine buradan teşekkür ediyorum. Ancak tüm bu sorunlar ilimizde çok ciddi bir planlama ve yönetim sorunun olduğunu göstermez mi? Bu sorunun cevabını da size bırakıyorum. Saygılarımla…