Suruç Belediyesi’ne Başkan Vekili olarak atanan ilçe Kaymakamı Kenan Aktaş’ın her hafta pazartesi günü gerçekleştirmeyi amaçladığı ve ilk ikisinin yapıldığı bir uygulamadan bahsetmek istiyorum. Uygulamanın ismi “Halk Günü Toplantısı”.
İkinci toplantıda ben de bir vatandaş olarak hazır bulundum. İşleyişin nasıl olduğunu merak ettim. Zira bu tür uygulamalar son zamanlarda ilk kez yapılmaya başlandı. Bu açıdan çok önemli bir çalışma anlayışı olduğunu belirtmek gerekir. Herhangi bir sıkıntısı veya sorunu olan vatandaş bu yolla karar verici makama bizzat istek veya şikâyetlerini dile getirme şansı bulmaktadır.
Toplantıda dikkatimi çeken temel olgu, Sayın Aktaş’ın gelen tüm vatandaşları teker teker dinlemesi, her bir sorunla ilgili olarak not aldırması ve gerekli çalışmanın yapılması için ilgili birim amirlerine talimat vermesi oldu. Ayrıca şunu da bizzat kendi ağzından duydum: “Kimse şu bu demesin. Ben bu iş olacak dediysem olacak. Bu sorunlar çözülecek dediysem çözülecek. Herkes bunu bilsin.”
Bu açıklama çok net ve kesin bir dil içermekteydi. Bunları belirtirken ki vurgusu da gayet net idi. Bu durum şu açıdan çok önemli: Geldiği makamın ve görevin gereğinin bilincinde olan bir yönetici anlayışına sahip bir his vermekte. Bundan memnun olan vatandaş da karşısında çok rahat konuşma ve kendisini izah etme durumu yakaladı. Dikkat çekici bir diğer husus da toplantının amacını belirtirken vurguladığı durum oldu: “Amacımız dile getirilen şikâyet ve isteklerin diğer haftalarda aynen dile getirilmemesi. Çünkü önemli olan bunlara çözüm üretebilmektedir. Çözüm ürettiğimiz zaman, aynı şikâyetler ve istekler bir daha olmayacaktır. Ben böyle bakıyorum.”
Bu anlayış, olgunun önemini açıklaması açısından son derece dikkat çekicidir. Çünkü ortada birtakım sorunların olduğunu kabul etmiş ve bunlara en kısa sürede çözüm üretmek isteyen bir yönetici anlayışı ortaya çıkarmaktadır.
Toplum olarak bizlerin bu tür yaklaşımlara çok ihtiyacı var. Geçen hafta dikkat çekmek istediğim tam da bu durum idi. “Ötekinin Ötekisi” adıyla yazmış olduğum makalemde hem ulusal hem de yerel toplumda ortaya çıkan ve giderek keskinleşen öteki ve ötekileştirme olgusuna dikkat çekmiştim. Katıldığım “Halk Günü Toplantısı”nda sizin hangi görüş ve düşünceden olduğunuzun bir öneminin olmadığını görebilmeniz gayet mutluluk vericidir. En azından şahsım adına söylemem gerekir ki, ben bunu bulunduğum ortamdan anladım diyebilirim. Çünkü orada bulunan herkes, Sayın Aktaş’ın öne çıkarmış olduğu bu yönünden çok etkilendi.
Toplantının sonunda, ifa edilecek bu buluşmaların her hafta aynı saatte ve yerde yapılacağı dile getirildiğinde aklıma buradan sizlere haber verme gereği duydum. Evet, bulunduğunuz yerde yaşadığınız her türlü sıkıntınızı önümüzdeki hafta yapılacak bir diğer Halk Günü’nde gidip dile getirebilirsiniz. Benden söylemesi…