Günden güne ilerleyen teknolojinin, beraberinde getirdiği sosyal gerileme malumunuz sanırım.Acaba zor mu bu ikisini bir arada yürütmek sizce?Eski yaşananları dosyalayıp,hatıralar arşivindeki tozlu raflara kaldırdığımızdan beri,bir takım insani duygular da sıra kadem bastı sanki…
Burada teknolojiye karşı olduğum sanılmasın sakın;herkes gibi benimde o yöne doğru teyammül besle’diğimin bilinmesini isterim elbette…
İfade edilen,bu tür atılımların; sosyal dokuya zarar vermeden,kendi mecrasında doğal akışında bırakılma arzusudur.
Aile fertleri’nden her biri,evlerinde ,aralarında bir muhabbet kırıntısını dahi yaşamadan zamanlarını böyle teknolojik aletlerin başında heba etmeleri; ister istemez bu malum gelişim ile ilgili bir hırpalama iç güdü’sünü zorunlu kılıyor.
İletişim konusunda en önemli faktör olan konuşma şeklimizin bile değiştiğini;anlatımlarla ilgili devasa kelimelerin cüceleştirilerek icra cihetine gidilmesi,ne demek istediğimi ortaya döküyor sanırım.
Karşılıklı selamın”slm’la;Tamam kelimesinin “tm”le geçiş’tirlildiği ve bu gibi daha bir çok sözcüğün bu yönde istimalleri; ister istemez bu devirde,toplumsal bir iletişim dejenerasyonunu görünür yapıyor.
Sosyal geçmiş bu tür gelişimlerin akıntısına bırakılmayacak kadar kıymetlidir.
Unutulmu’şluk; geçmişten geleceğe kurulan köprüde, bir tıkanmaya yol açabilen, şimdiki ve sonraki nesillerin istenen seviyede bir seyrin yegane engelleyici unsuru olabilir.
Yaşlı kuşakla;genç kuşak arasındaki iletişim kopukluğunundan gelen endişeler;bahse konu durumun yaşam alanımızda tedrici bir yükselişin konjonktürel sonucudur.